Yapay zekâdan korkmalı mıyız?
Teknolojik gelişim o kadar hızlı ilerliyor ki artık herkes bir gün robotların da insanlar kadar akıllı olacağına emin. Asıl korku ise bundan sonrası için... Peki ya akıllı robotlar insanların ‘gereksiz ve yeteneksiz’ olduğuna karar verirse?
Nanoteknoloji ile bir kibrit kutusu büyüklüğündeki bir yüzeye milyonlarca transistör yerleştirebilmek mümkün hale geldi. Her geçen yıl bilgisayar işlemcileri çok daha yüksek kapasiteye ulaşıyor. Şu an cep telefonlarımızın teknolojik kabiliyeti, insanoğlu Ay'a adım atarken NASA'nın sahip olduğu bilgisayarlardan daha yüksek. Sırf bu örnek bile bilgisayar teknolojisinin ne kadar hızla ilerlediğini göstermeye yetiyor. Yapay zekânın ve bilgisayarların insanlara rakip olacak kadar gelişmesi birçok alanda dünyanın değişmesine sebep olacak bir devrim. Farklı iş kollarında insanların yerini giderek artan bir hızda robotlar alacak. Böylece hem iş kayıpları önlenecek hem de masraflar azalacak. Ancak işsizlik sorunu daha fazla baş ağrıtmaya başlayacak. Yapay zekâ ile donanmış robotlar sanata bile el atacak. Besteler yapıp, tablolar çizecekler. Asıl bilim dünyasını endişelendiren ise yapay zekâ (AI) ile insan zekasına erişen robotların kontrolden çıkma ihtimali.
EN BÜYÜK ENDİŞE
Bu korkuyu ilk dile getiren isimlerden biri dünyanın 1 numaralı fizikçisi Stephen Hawking olmuştu. Hawking, 'Kontrol edilemeyecek bir noktaya gelen yapay zekalı makineler insan ırkının sonunu getirebilir' uyarısında bulunurken herkesin aklına Terminator filmleri geldi. Ancak aynı korkuyu bir başka teknoloji dahisi Bill Gates de paylaşıyor. Gates aylar önce "Ben yapay zekadan kaygı duyanlar grubundayım. Önce makineler bizim için çok iş yapacak ve süper zeki olmayacak. Bunu iyi yönetebilirsek çok olumlu olacak. Ancak sonraki yıllarda yapay zeka endişe yaratacak kadar güçlenecek" dedi. Bu amaçla da Stanford Üniversitesi ile Microsoft'un yapay zekayı kontrol altına alabilmek için çalışmalar yürüttüğünü açıkladı. Gates, 'Robot zekasının hiçbir zaman insan zekasının üzerine çıkmamasını sağlamak zorundayız' dedi. Uzay aracı ve roket üreticisi SpaceX şirketi ile uzay taşımacılığında yeni bir dönem başlatan Elon Musk ise yapay zekânın insanlık için en büyük tehlike olabileceğini, Üçüncü Dünya Savaşı'nın bu nedenle çıkabileceğini söyledi.
KARŞI ÇIKANLAR
Bu korkunun yersiz olduğunu savunan yapay zeka uzmanlarına göreyse bilgisayarların insanları yok etmek için bir araya geleceğini düşünmek bilgisayarları 'insanlaştırmak' anlamına geliyor. Bir tehdit durumunda şiddete başvurmak, kıskançlık, kısıtlı imkanlara sahip olma isteği, akrabaları yabancılara tercih etmek gibi davranışlar insanların evrim süreci içerisinde geliştirdiği durumlar. Buna karşılık bilgisayarların insanları kendilerine tehdit olarak görmesi çok da mümkün olabilecek bir şey değil. Çünkü yapay zeka için 'tehdit' diye bir şey yok. Haydi tehdit tanımını yaptı diyelim, bir bilgisayarın kendi varlığına tehdit olan bir şeye karşı savaşmak gibi bir isteği de olamaz. Çünkü 'hayatta kalmak' diye bir kavram ve istek bilgisayarlar için geçerli değil.
'PANDORA'NIN KUTUSU'
Kısa süre önce dünyanın önde gelen 100 robot uzmanı, BM'ye yazdıkları mektupta şu uyarıyı yapıyordu: Tesla'nın kurucusu Elon Musk ve Google'ın satın aldığı yapay zeka şirketi DeepMind'ın kurucusu Mustafa Süleyman'ın da aralarında olduğu imzacılar, öldürme yeteneği olan robotların geliştirilmesinin ve kullanılmasının yasaklanmasını talep ederek, bu robotların yeni bir silahlanma yarışı çıkarabileceğini söylüyordu. Dünya Ekonomik Forumu'na göre, önümüzdeki yıllarda işgücü piyasasında 7.1 milyon iş tarihe gömülebilir. PwC araştırma şirketinin raporunda da, yapay zekanın İngiltere'deki işlerin yüzde 30'unu ortadan kaldırabileceği belirtiliyor. Nitekim Almanya'nın en büyük bankası Deutsche Bank'ın CEO'su John Cryan, yapay zekâ ve otomasyon geliştikçe robotların 'abaküs görevi gören' bazı çalışanların yerine geçebileceğini söylemişti. Cryan, "Bankalarımızda mekanik işler yaparak robotlar gibi davranan çalışanlarımız var. Yarın bir gün, insanlar gibi davranan robotlarımız da olabilir" demişti.
YAPAY ZEKA IRKÇI OLABİLİR Mİ?
Evet olabilir. ABD'deki doktorların tümünün CV'lerinin yüklendiği bir makine düşünün. Buradaki binlerce doktorun büyük çoğunluğu beyaz ten rengine sahip olacak. Bu nedenle yapay zeka 'doktor' kelimesiyle 'beyaz tenli' özelliğini ilişkilendirmekte bir sakınca görmeyecek. Yeni bir doktor alımı yapılacağında sisteme adaylar yüklendiğinde ise siyahi doktor adaylarının yapay zeka tarafından devre dışı bırakılması kaçınılmaz olabilir. Ya da ABD'deki suçlu profillerinin girildiği bir yapay zeka sistemi, kendisinden yeni suçlular için ceza önerilmesi istendiğinde belirli ten rengine sahip ya da belirli bölgelerde yaşayan kişilere hak etmedikleri halde daha önce aynı renkte ve aynı mahallelerde oturan kişilerin cezalarına benzer sertlikte cezalar önerebilir. Yapay zekanın vereceği her kararın ölüm-kalım meselesi olabileceği durumlarda, örneğin sürücüsüz otomobillerde bu tür sorunlar çok daha baş ağrıtıyor.
BM'DE RİSK MERKEZİ KURULDU
Birleşmiş Milletler (BM), yapay zekayla ilgili gelişmeleri ve yaratabileceği tehditleri incelemek için Hollanda'nın Lahey kentinde bir merkez kurdu. Yapay Zeka ve Robotlar adıyla kurulan bu merkezde, otonom robotlar konusundaki teknolojik ilerlemelerden kitlesel işsizliğe, olası riskler araştırılacak. BM Suç ve Adalet Araştırma Enstitüsü'nden strateji danışmanı Irakli Beridze, "toplumlar gelişmelere hızla adapte olmazsa, bunun istikrarsızlık yaratabileceğini" söyledi. BM tarafından kurulan merkez, robotların farklı iş türlerinin ve çalışanların yerini alması ihtimalini masaya yatıracak.
MAKİNELERE AHLAK KAVRAMI ÖĞRETİLEBİLİR Mİ?
Yapay zekanın gelecekte hayatın birçok alanına hakim olacağı düşünüldüğünde, makinelerin insanlardan bağımsız olarak alacakları kararların doğru ve ahlaki olduğundan emin olmak bir zorunluluk haline geliyor. Peki bir bilgisayara 'ahlak' kavramını anlatıp ondan ahlaki kararlar almasını beklemek mümkün mü? İşte yapay zeka uzmanlarının en önemli kaygılarından biri de bu sorunu çözebilmek. Örneğin sevgilisinden ayrılan ya da tuttuğu takım maç kaybeden kişilerin, bazı ürünleri satın almaya daha yatkın olduğunu tespit eden bir sistemin, bu zaaftan faydalanmak için hedef kişilere daha yoğun otomatik reklam göndermesi 'ahlaki' değil ama satışları artıracak bir karar. İnsanlar adalet, dürüstlük, saygı gibi kavramları yaşayarak, yani hayat tecrübeleriyle öğreniyor. Kararlarını da bu ilkeler doğrultusunda veriyor. Peki ya makineler?
Burada bir sorun daha ortaya çıkıyor. Ahlaki değerler denildiğinde 'kime göre ve neye göre?' diye sormak da mümkün. Çünkü toplumların ahlaki değerleri birbirinden taban tabana zıt olabiliyor. Bu nedenle makineler kimin ahlaki standartlarına göre karar verecek o da belli değil.
ROBOTLAR ÜÇ MESLEĞİ ÇALACAK
Yapay zeka ve robotlar konusunda çalışan uzmanlar, robot zekasının gelişimiyle 20 yıl içinde birçok meslek grubunun insanlardan robotlara geçeceğini iddia etti. London Business School'dan David A. Smith'in liderliğindeki grubun incelemesine göre yapay zeka konusunda yapılan çalışmalarda her gün kazanılan ilerleme doktorluk, avukatlık ve mimarlık başta olmak üzere birçok meslek dalının kapılarının insanlara kapanıp robotlara açılması anlamına gelecek. Uzmanlar 20 yıl içinde bu meslekleri yapan insanların sayısında dramatik bir düşüş yaşanmasını bekliyor. Daha da kötüsü, yapay zeka 2050 dolaylarında öyle bir seviyeye ulaşacak ki insanlar robotların yanında çok yetersiz kalacaklar.
2030 TAHMİNİ
Dünya genelinden 220 uzman, yönetici ve genç girişimci tarafından hazırlanan "Gelecekte işyeri ve meslekler" (The Future of Work and the Workplace) isimli rapor ise yapay zekanın gelişimi sonucunda şu an hayatımızda varolan mesleklerin yarısının ortadan kaybolacağını öngördü. Rapora göre 2025 yılında müşteri hizmetleri ve orta düzeyde yöneticilik pozisyonları yapay zekanın gelişminden en olumsuz etkilenen görevler olacak. Bu pozisyonlardaki insanların yerini bilgisayarlar alacak. 2030 yılında emlak alım satımları tamamen online olarak gerçekleşecek. Aracılık yapan emlak şirketleri ve komisyoncular tamamıyla piyasadan silinecek.
MAKİNELER ÇOKTAN KAZANDI
Terminator'ün yapımcısı James Cameron, kendisine 'Makineler insanlara egemen olabilecek mi?' sorusu sorulması üzerine, 'Etrafınıza bir bakın. Restoranlarda, yolda, ulaşım araçlarında, parklarda herkes elindeki cep telefonuna bakıyor. Makineler cep telefonları sayesinde çoktan insanlara hakim oldu' yanıtını verdi.
GAZETE VATAN