Ecdat yüz yıl önce de oradaydı

1948’den bu yana zulüm gören, her türlü vahşet ve katliama maruz kalan Arakanlı Müslümanların katledildiği, vatansız bırakıldığı Burma’da Birinci Dünya Savaşı’na ait bir hikâye daha var.

Yayınlanma Tarihi: 03.09.2017 00:00 Güncelleme Tarihi: 03.09.2017 17:44

Yeryüzü Müslümanlarının umudu, Devlet-i Ali-i Osman'ın evlatları, nar taneleri gibi dünyanın dört bir yanına dağılırken insanüstü bir gayretle kahramanlık hikâyeleri yazdılar. Dünyanın gözünü kapadığı katliamların gerçekleştiği yerde Myanmar'da, Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde İngilizler, Irak'ta esir aldıkları binlerce askerimizi Burma'ya götürüp oradaki esir kamplarına kapattı ve beş bin kadar Mehmetçik oradaki kamplarda şehit düştü. Bugün Almanya'dan, Japonya'ya, Bosna'dan, Myanmar'a her nerede bir şehidimiz varsa orası bir pınar başıdır.

Birinci Dünya Savaşı'nda düşmana esir düşen demiryolu inşaatlarının ağır çalışma koşullarında kanlı hastalıkların pençesinde; "Ana ben ölmedim!" diyerek uzaklardan memlekete haber eden Burma şehitlerimize bir asır sonra ses verildi, binlerce kilometre uzakta kendilerine bir vatan toprağı buldular.

ŞEHİTLİĞİN HİKÂYESİ BÖYLE BAŞLIYOR

Burma'da bulunan "Thayet Myo Türk Şehitliği'nin hikâyesi İngilizler 'in Osmanlı askerlerini esir almasıyla başlar. Burma'ya getirilen 12 bin askerimiz yol, demiryolu, köprü ve suni göl yapımında işçi olarak çalıştırıldılar. Bugün bile Burma'yı baştanbaşa geçen iki ana hattan biri olan başkent Yangon ile Thayet arasındaki 300 millik (9 bin km) demiryolu esir düşen Osmanlı askerleri tarafından yapıldı. İnşaat bitti ama salgın hastalıklara ve zor çalışma şartlarına dayanamayan 2 bin asker hattın son durağı Thayet kampında şehit düştü. Burma'da şehit olan esirler için İngiliz hükümeti bir mezarlık yaptırdı. İsimleri İngiliz alfabesiyle yazılan şehitlikte Kerküklü Muhammed, 20 Ekim'de ölen Şaban gibi pek çok asker yatıyor.

Şehitlik kitabesinin Türkçe (Latin harfleri ile) kısmında bugün zor okunabilen, "Birinci Dünya Savaşı'nda Irak, Suriye, Filistin ve Arabistan cephelerinde Osmanlı ve İngiliz Orduları arasındaki çarpışmalar sırasında İngilizlere tutsak düşerek Burma'ya getirilen ve burada vefat eden aziz Türk askerlerinin anısına" ifadesi yer alır.

BURMA'DAN YOLLANAN MEKTUPLAR HABER VERDİ

İstanbul, Basra'da İngilizler'e esir düşen birliklerimizin âkıbetinden haftalarca haber alınamadı ve askerlerin nerede oldukları ancak ailelerine Burma'dan yollanan ve üzerinde "POW-Prisoner of War" yani "Savaş Esiri" damgası bulunan mektuplar sayesinde öğrenilebildi.

Konuyla ilgili bugünkü yazısında önemli bir detaya değinen Murat Bardakçı şu bilgileri kaleme aldı: "İngilizler, esir ettikleri askerlerimizi o zaman idareleri altında olan Hindistan'ın vilâyeti yaptıkları Burma'ya götürmüş, adları haritalarda bile geçmeyen ve en büyüğü "Tayetmo" olan "Meiktila", "Munklon" ve "Şivebo" kamplarına koymuşlardı. Askerlerimizin çoğu Burma'nın alışık olmadıkları tropik iklimine ve salgınlara dayanamayarak vefat edince kampların bir köşesine defnedildiler. Sağ kalmayı başaranlar ise evlerine ancak 1918'de, Mondoros'taki o meş'um mütarekeyi imzalamamızdan sonra dönebildiler ama orada can verip şehid olanların mezarları kamplarda kaldı."

DİKENLİ TEL HASTALIKLARI OLUŞTU

Irak Cephesi'nde esir alınan Osmanlı askerleri Basra'da bir süre tutulduktan sonra gemilere bindirilerek Irrawady ırmağı üzerinden Thatmyo kasabasına getirilerek kasabadan 1,5 mil uzaktaki esir kampına götürülüyorlardı. Thatmyo esir kampında, kampın açılışı ile birlikte bir hastane binası oluşturulmuştu. Kızılhaç kayıtlarında dikkati çeken hususlardan biri Kızılhaç heyetinin ziyareti sırasında her iki hastanede tedavi gören hastalar arasında ishal ve yaralanmalardan sonra, ikinci önemli sırayı zihinsel ve sinirsel hastalıklar aldı. Altı aydan fazla bir süre esir kamplarında kalanlarda görülen ve "dikenli tel hastalığı" veya "tel örgü hastalığı" denilen psikolojik rahatsızlık, Thatmyo esir kampında kalanları da etkiledi. Bu hastalık kolayca heyecanlanma, çok çabuk kızma, alıngan olma, içe dönüklük gibi davranışlarla kendini gösterdi. Ayrıca bu psikolojik rahatsızlığın hareketsiz kalamama, unutkanlık, konsantre olma bozukluğu, genel depresyon, kâbus görme gibi belirtileri de ortaya çıktı. Bazen bu belirtiler yıllarca sürüp gitti.

Thatmyo hastanesinde bulunan Tbp. Yb. Behiç Bey, hastane istatistik defterinin sonunda yazdığı mütalaasında bu durumu şöyle anlatıyor:

"… Esir olarak Thatmyo'ya ilk dühulümde [girişimde] nazarıma çarpan hal, umum zabitan ve efradda asabiyetin fevkalade kötü olmasıdır. Yek nazarda [ilk bakışta] ve umumiyet itibariyle useranın istirahatleri imkân dahilinde temin edilmiş ve iaşeleri tanzim edilmiş görünür… Halbuki tel örgünün manzarası esaretle dahi, yalnız isminin dahi insana vereceği yeisin bu hallere sebebiyet verdiği âşikâr oluyor. Asabiyeti o derece tezyid ediyor [artırıyor] ki, en ehemmiyetsiz bir söz, iki kişi arasında uzayarak münazara dahi mukateleye bile müncer olduğu [cinayete bile yol açtığı] görülmüştür. İntihar dahi birkaç vakadır. İntihara tasaddi ile [girişimde bulunarak] muvaffak olmayanlara sorulsa 'Ne yapayım? Bu hayattan bıktım. Sabah akşam şu tel örgüyü seyredemeyeceğim için intihara karar verdim.'

26 Mart 1916'da Thatmyo'yu ziyaret eden Rangoon Amerikan Konsolosu Samuel G. Reat, raporunda yüzde 3,19 ölüm oranı veriyor ve bunu çok yüksek bulduğunu belirtiyor. Kampta özenle tutulan kayıtlardan, Thatmyo'daki hastalık ve ölüm oranının kampa her esir grubu geldiğinde arttığı görülüyor.

1961 YILINDA FARK EDİLDİ

Myanmar'daki Türk mezarlıkları hakkında ilk bilgi, 1961 yılında Yeni Delhi (Hindistan) Büyükelçiliği'nden geldi. O dönemdeki adı "Birmanya" olan ülkeyi ziyaret eden Türkiye Büyükelçisi, Ankara'ya Thayet Myo ve Mekthla'da Türk askerlerine ait mezarlıklar bulunduğunu bildirdi.

Ülkede az sayıda bulunan Müslümanların liderleri, 1982 yılında Dakka Büyükelçiliği'ne sadece Thayet Myo'da 800 kadar Türk şehit mezarının olduğunu söyler. Yeni Delhi Büyükelçiliği ise yıllar önce uzun uğraşlar sonucu Türk askerlerine ait olduğu kesinlik kazanmış 221 mezar taşı tespit eder. Yine aynı büyükelçilik Mekthla'da 760 kabir bulunduğunu, ancak İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz ve Japon askerleri arasındaki çatışmalarda mezarların çoğunun tahrip olduğu bilgisine ulaşır. Büyükelçilik, Shewoba'da 100, Aungban'da 18-20, Kyautse'deki Müslüman mezarlığında ise Yusuf Efendi isimli bir Türk subay şehidini belirler.

ŞEHİTLİKLER 2015 YILINDA TEMİZLENDİ

Türkiye, topraklarına 12 bin kilometre ötede ve en uzak mesafede bulunan Burma'daki esir kamplarına seneler sonra mezar taşları ile birer kitabe diktirdi ama aradan geçen yıllar içerisinde taşların bir kısmı parçalandı, sağlam kalanlar oradaki bir camiin avlusuna atıldı, kemikler toprağın üstüne çıktı ve şehitlikler fasulye tarlası oldu. Tayetmo'daki mezarlar yine seneler sonra, 2015'te, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ile Millî Savunma Bakanlığı'nın işbirliğinin neticesinde temizlendi, taşlar yenilendi ve tekrar şehitlik hâline getirildi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.