Siyonist rejimin kirli politikasına 'Satmayız' direnişi
Doğu Kudüs’te yaşayan 350 bin Filistinli, yaşadıkları her türlü zorluğa ve İsrail’in yıldırma politikalarına karşın, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’yı korumak adına, Kudüs’ü terk etmiyor. Bir avuç Filistinli, kendi ifadeleriyle, bir göz odada yaşadıkları evlerini satmaları için önlerine serilen milyonlarca dolara, açık çeklere sırt çevirip, bir gün özgürlüklerine kavuşacakları günlerin umuduyla, işgal altındaki topraklarda, Mescid-i Aksa’da nöbet tutuyor.
Onlara "Kudüs'ün Muhafızları" deniyor. 1 milyon 800 bini İsrail vatandaşı, 3 milyonu Batı Şeria'da, 2 milyonu Gazze'de ve 5,5 milyonu da, dünyanın değişik yerlerinde azınlık olarak yaşayan Filistinlilerin bütün umudu onlarda.
Kudüs'te, İsrail hükümetinin bazı yasal gerekçelere dayandırarak ibadethaneler ve eski yerleşim yerlerindeki konutlara restorasyonu için önce süre tanıyıp daha sonra el koyduğunu öne süren bu ailelerden birkaçı gazetecilere konuştu. Aileler, restore ettirmedikleri gerekçesiyle evleri ellerinden alınmak üzereyken, kendilerine yardım eli uzatan, İsrail'de resmi olarak çalışan tek Türk sivil toplum örgütü olan Kudüs ve Civarındaki Osmanlı Mirasını Koruma ve Yaşatma Derneği (Mirasımız) yöneticilerine ve bir grup gazeteciye kapılarını açtı.
4 BİN YAPI TEHDİT ALTINDA
Hürriyet'in haberine göre her cuma Mescid-i Aksa'da gıda ikramı yapıp, yoksul ailelere gıda ve elektrikli battaniye yardımında bulunup, 450 aileye düzenli yardım ulaştıran Mirasımız Derneği, onarılmadığı için tehdit altındaki 4 bin yapıdan, 45 tarihi cami ile 70'in üzerinde binanın restorasyonunu tamamlamış.
İlk durak yardımlarla yaşamını sürdüren ailelerin yaşadığı Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah Mahallesi'nde, 20 yıl önce inşa edilen üniversite binası oldu. Şu anda 20 aileyi barındıran bina bir mülteci kampına dönüşmüş. Binada, tek göz odalarda 20 aile yaşıyor. Çoğu dul ve yetim.
MESCİD-İ AKSA MANZARALI EVDE TUTSAK HAYATI
Bir sonraki durak surlarla çevrili kadim Kudüs'ün Müslüman mahallesinde Memlük ve Osmanlılardan kalan, Mescid-i Aksa manzaralı evlerden biri. Hena, eşi Judy, çocukları ve torunlarıyla birlikte yaşadığı tarihi ev bir mutfak ve iki göz odadan oluşuyor. Evin penceresi Mescid-i Aksa'nın avlusuna bakıyor. Sığmadıkları için evin bir odasına asma kat çıkılmış. Mutfakta üst üste yığılı bulaşıklar ve girişte asılı çamaşırlar, içerideki yaşam hakkında ipuçları veriyor. Ailelerin çoğu dışarıdan gelen yardımlarla yaşıyor. Evlerinde tutsaklar. Çünkü terk ettikleri anda, İsrail evlere el koyabiliyor.
EVLERİNE PAHA BİÇİLEMİYOR
Filistinli ev sahiplerinin söylediğine göre, İsrail kendilerine rüyalarında bile göremeyecekleri bir servet teklif edip, mülklerini satın alınmak istiyor.
Kudüs ve sahil kenti Yafa'da, atıl durumda olduğu gerekçesiyle, yüzlerce yıllık, vakfedilmiş ev ve camiler, vakıf belgeleri kaybolduğu için bir bir elden gidip, ya karakol ya otel oluyor, ya da İsrailli vatandaşlara ev olarak tahsis ediliyor. Müslümanlar, bu konuda İsrail'le ilgili bir mahkeme söz konusu olduğunda başvurdukları tek kaynak Osmanlı Arşivleri. Belge buldukları zaman da hükümet, kendilerine 'Gelin restore edin' diyor. Eğer kaynak bulamazlarsa tarihi değerler ellerinden gidiyor. İşte bu yüzden Mirasımız Derneği, gönüllü vatandaşların desteğiyle, devrede.
SATMASI İÇİN AÇIK ÇEK TEKLİF ETTİLER
Eski Kudüs'te, Haçlı Seferleri'ne direnen büyük kumandan, Mısır ve Suriye Sultanı, Eyyubi Hanedanı'nın kurucusu Selahattin Eyyübi'den beri aynı ailenin yaşadığı ve Mirasımız Derneği tarafından 130 bin dolara restore edilen, yaklaşık 500 metrekare büyüklüğündeki bir Memlüklü evi ziyaret edildi.
Evin reisi Fethiye Kuteyni, Kudüs'ün en eski ailelerinden. Eşi kimyacı. Oğullarından Muhammet Hamza avukat ve daha çok tutuklu çocukların davalarına bakıyor. Diğer oğlu Bilal ve eşi Hediye doktor. Bakımsızlıktan dökülen evinin o hali bile milyonlarca dolar ediyormuş. Bir yandan çocukların eğitimi, bir yandan da evin restorasyonu için gelen baskı. Öte yandan satması için teklif edilen milyon dolarlar. Hatta açık çek bile teklif edilmiş satması için. Evini ya satması ya da restore etmesi gerektiğini söyleyen Fethiye Kuteyni, baskılar yoğunlaştıkça ne yapacağını bilemiş. Gerisini gelin kendisinden dinleyelim:
NEREYE İSTERSEK VATANDAŞLIK KOLAYLIĞI SAĞLIYORLAR
"Batı ve Doğu Kudüs'teki ev fiyatları arasında 400 bin dolar fark var. Burada çok küçük yerlere bile milyonlarca dolar veriyorlar. Yeter ki satılsın. Bir aralar oğullarımı çok sıkıştırlar. Açık çek teklif ettiler satmamız için. Her gün gözetleniyoruz, sürekli baskı altındayız. Burada kalıp yaşayabilmemiz için evlerimizi kendimiz yenilememiz gerekiyor. Yoksa aileler çıkmak zorunda kalıyor. Çıkınca da onlar yerleşiyor. Avrupa'dan, Amerika'dan özellikle buraya getiriliyorlar. Satmamız halinde bize ne istersek, nereye istersek vatandaşlık kolaylığı sağlıyor, gideceğimiz yere onlar yerleştiriyorlar. Bütün politika bunun üzerine kurulu.
TOPRAKLARIMIZ, EVLATLARIMDAN DAHA DEĞERLİ
Şu anda Mescid-i Aksa'da baskılar devam ediyor. Sadece namaz kıldıkları için alıp tutukluyorlar. 'Siz burada terör faaliyetleri yürütüyorsunuz' iddiasıyla, 1948'den sonra kalan Filistinlileri gördüklerinde gerekçe göstermeden gözaltına alıyorlar. Restore edilen yerlerde Mirasımız tabelasını gördüklerinde, ya indireceksiniz ya satacaksınız diyorlar. Burayı asla terk etmemiz söz konusu bile değil. Topraklarımız, evlatlarımdan, torunlarımdan, eşimden de daha değerli. Tek taşı kalıncaya kadar, Mescid-i Aksa var oldukça Kudüs'te yaşayacağız. Hükümetin amacı bizim burada kalmamızı engellemek. 5 yıl önce derneğin faaliyetlerini duyunca müracaat ettim. Bir gün konsolos evimize ziyarete geldi. Çatıdan yağmur suları akıyordu. Evin restorasyonu 2 yıl sürdü."