Batılıların sadık müşterisi Suudi Arabistan
Suudi Arabistan'da 2007 yılında 40 milyar doların üstüne çıkan savunma harcamaları, o tarihten bugüne kadar bu meblağın altına inmedi. Batılı silah şirketlerinin sadık müşterisi Arabistan, satın aldığı silahların yüzde 98'ini bu ülkelerden temin etti.
2010 yılında başlayan Arap ayaklanmaları Ortadoğu'da birçok değişimin tetikleyicisi oldu. Bölgesel güçler arasındaki güç mücadelesi ve artan güvenlik endişeleri, silahlanmanın da ciddi bir şekilde artmasına neden oldu. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) verilerine göre, Ortadoğu ülkelerinin silah ithalatı 2013-2017 yılları arasında önceki beş yıla göre iki kart artarken küresel silah ithalatının üçte biri bölge ülkeleri tarafından yapıldı. Bu ülkeler arasında silahlanmaya en çok kaynak ayıran ülkeler ise başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri oldu.
Petrol gelirleri sayesinde Türkiye'den sonra bölgenin ikinci büyük ekonomisi olan Suudi Arabistan, yıllardır yüksek savunma harcamalarıyla dikkat çekiyor. Suudi Arabistan'ın savunma harcamalarının seyrine bakıldığında, bölgede yaşanan gelişmeler üzerine artan güvenlik kaygılarının ve petrol fiyatlarının etkili olduğu görülüyor. 90'ların başında, dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgaliyle birlikte savunma harcamalarını artıran Suudi Arabistan, sonraki yıllarda ABD'nin bölgedeki varlığı nedeniyle bu harcamalarını düşürmüştü. 1990'tan 2010 yılına kadar geçen sürede, Suudi Arabistan'ın savunma harcamaları ortalama 32,4 milyar dolardı. Petrol fiyatlarının 100 doların üzerine çıktığı 2000'li yılların ardından savunma harcamalarındaki ciddi artış dikkat çekiyor. 2007 yılında 40 milyar doların üstüne çıkan savunma harcamaları, o tarihten bugüne kadar bu meblağın altına inmedi. Son beş yılda ortalama 76 milyar dolar savunma harcaması yapan Suudi Arabistan, ABD ve Çin gibi ülkelerden sonra, bu alana en çok kaynak ayıran ülke oldu. Suudi Arabistan'ın savunma harcamalarının son yıllarda bu kadar artmasında, elbette İran'ın bölgedeki yayılmacılığı ve özellikle Yemen'de İran destekli Husilerin ilerleyişi de kritik bir öneme sahip.
SAVUNMA HARCAMALARININ SUUDİ ARABİSTAN EKONOMİSİNE ETKİSİ
2015 yılı sonunda IMF tarafından yapılan açıklamada, Suudi Arabistan ekonomisinin 5 yıl içinde iflas edebileceği öngörülüyordu. Bu açıklamanın arkasındaki temel neden, 2000'li yıllar boyunca yüksek seyreden petrol fiyatlarının 2014 yılı ortasından itibaren sert bir şekilde düşmeye başlamasıydı. Nitekim büyük oranda petrol gelirlerine bağlı olan Suudi Arabistan ekonomisi küçülmeye başladı ve bütçe açıkları ortaya çıktı. 2014 yılında yaklaşık 745 milyar dolar olan gayrisafi milli hasılası (GSMH), aradan geçen üç yılda 100 milyar dolar eridi. 2015 yılı sonunda 98 milyar dolar gibi rekor bir bütçe açığı veren Suudi Arabistan ekonomisi, 2016 yılında 79 milyar dolar, 2017 yılında ise 61 milyar dolar açık verdi. Bu düşüşlerin de etkisiyle Suudi yönetimi 2016 yılında savunma harcamalarını bir önceki yıla göre 24 milyar dolar azalttı. Sonraki yıl hem fiyatların yükselmesi hem de Suudi Arabistan'ın Yemen'deki operasyonlarının artarak devam etmesi, bu harcamaların tekrar artmasına neden oldu.
VELİAHT PRENSTEN DÖNÜŞÜM PROJESİ
Fiyat düşüşlerinin ülke ekonomisindeki önemli etkisi karşısında, Suudi yönetimi bir taraftan fiyatlardaki düşüşün önüne geçmek için diğer üreticilerle görüşmeye, diğer yandan da ekonomisini artık fiyat bağımlılığından kurtaracak önlemlere yöneldi. Ülkede ilk kez vergi uygulaması başlatılırken, petrol ürünlerine çeşitli oranlarda zam yapıldı. Bu tedbirlerin yanı sıra, Kral Selman'ın veliaht ilan ettiği ve aynı zamanda savunma bakanı olan Muhammed bin Selman 2016 yılında "Vizyon 2030" başlığı ile kapsamlı bir dönüşüm projesi açıkladı.
Vizyon 2030 belgesinde dikkat çeken bir nokta da yerli savunma sanayinin geliştirilmesi ve askeri ekipmanların 2030 yılına kadar en az yarısının yerli sanayiyle üretilmesi hedefi oldu. Projenin arkasındaki isim olan Muhammed bin Selman, savunma harcamalarının yüksekliğine dikkat çekerek yerli sanayinin önemine vurgu yaptı. Hâlihazırda Suudi Arabistan'ın savunmaya ayırdığı kaynak, toplam GSMH'si içinde yaklaşık yüzde 10'u buluyor. Bu oran kamu bütçesinin yaklaşık üçte birine denk geliyor. Krallığın eğitime, sağlık sektörüne ve Ar-Ge'ye ayırdığı pay, savunma harcamalarına ayırdığından çok daha düşük.
BATILI SİLAH ŞİRKETLERİNİN SADIK MÜŞTERİSİ
Suudi Arabistan geçtiğimiz beş yılda Hindistan'ın ardından dünyanın en çok silah ithal eden ikinci ülkesi oldu. Bu silahların yüzde 98'ini Batılı ülkelerden almış. Bu ülkelerin başında ABD, ikinci ve üçüncü sırada ise İngiltere ve Almanya yer alıyor. Örneğin 2010 yılında, ABD eski başkanı Barack Obama döneminde, Suudi Arabistan ile ABD arasında 60 milyar dolarlık silah anlaşması imzalandı ve bu rakam ABD tarihinin en yüksek silah satışlarından biri olarak tarihe geçti. 2010-2014 yılları arasında Suudi Arabistan ile ABD arasında imzalanan silah anlaşmalarının toplamı ise 90 milyar doları buldu.
2017 yılında göreve başlayan ABD'nin yeni başkanı Donald Trump, ilk yurt dışı gezisini Suudi Arabistan'a yaptı. Bu ziyarette iki ülke arasında yaklaşık 110 milyar doları bulan rekor bir silah anlaşması imzalandı. Trump, Suudi yetkililere teşekkür ederken bu anlaşmaların ülkesinin ekonomisi için çok önemli olduğundan bahsediyordu. Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı ABD ziyaretinde ise Trump bu kez karton bir şema üzerinden ABD'nin Suudi Arabistan'a sattığı silahları ve bunun ekonomik getirisini anlatıyordu.
Suudi Arabistan özellikle 90'lı yılların sonunda ve 2000'li yıllarda İngiltere'den bol miktarda silah ithal ediyordu. 2000'li yılların ortasında İngiltere'nin Suudi Arabistan'a silah ihracatında öne çıkması Amerikan kurumlarının raporlarına yansımış ve çözülmesi gereken bir sorun olarak görülmüştü. Hem ABD hem de İngiltere ve Almanya, bölgede yaşanan her krizi, silah satışı içi bir fırsat olarak görüyor. Örneğin Suudi Arabistan'ın Yemen'de Husiler'e karşı gerçekleştirdiği operasyonun başlangıcından bugüne kadar, İngiltere'den 4,6 milyar sterlin değerinde silah aldığı açıklandı. Bunun yanında, başını Suudi Arabistan'ın çektiği bazı Körfez ülkeleri ve Mısır'ın, geçen yıl Katar'a karşı başlattıkları ablukadan sonra, Katar ile ABD arasında milyarca dolarlık silah anlaşmaları imzalamıştı.
[Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde araştırma görevlisi olan Abdüssamet Pulat, Ortadoğu Enstitüsü (ORMER) ekonomi masasında çalışmalarını sürdürmektedir]