İslâm şehirlerinde devriâlem
Endüstri fotoğraflarından anıtlara, barajlardan turistik bölgelere, ören yerlerinden köprülere kadar birçok yerin fotoğrafını yıllarca havadan çekti Orhan Durgut. Türkiye'nin de ilk hava fotoğrafçısı olan Durgut, 17 kez Türkiye'yi helikopterle dolaştı.
Ülkenin birçok güzelliğini havadan gördü, hava fotoğrafçılığı yaparken ölümden de döndü. Panoramik İstanbul fotoğrafı ise 20'den fazla ülkede yayımlandı. 25 fotoğraf kitabına imza attı. 32 yılda Anadolu'yu çektiği hava fotoğrafları ise milyonları buluyor.
Fotoğraf sanatçısı Orhan Durgut, yakın zamana kadar eşiyle birlikte fotoğraf çekerken çocuklar büyüyor ve fotoğrafa merak salıyor. Durgut şimdi oğlu ile birlikte yoluna devam ediyor: "Eşim çocukların önü açılsın diye profesyonel fotoğraf çekmeye ara verdi. İki oğlumdan biri hava fotoğrafçılığının havasını aldı, Türk Hava Yolları'nda pilot oldu. Diğeri fotoğrafçılığını aldı, fotoğrafçı oldu!" diyerek tebessüm ediyor.
MEKKE'Yİ HAVADAN FOTOĞRAFLIYOR
Hava fotoğrafçılığı tam bir emek işi! Helikopterle uçuşa çıkmadan önce haritalardan en ince ayrıntısına kadar uçuş yapılacak bölgeyi araştırmak gerekiyor. Mekke'yi 11 yıldır havadan fotoğraflıyor. Onun bir ayağı Mekke'de bir ayağı da İstanbul'da.
Mekke'nin değişimini nasıl gözlemlediğini sorduğumda "Mekke'de son üç yılda büyük bir değişim var. Şehir bugün çektiğiniz fotoğrafı yarın çekemeyeceğiniz kadar çok hızlı gelişiyor. Ben de değişimi belgeledim. Şu an Suudi Kültür Bakanlığı ve Mekke Belediyesi ile Mekke 11 Yılda Nasıl Değişti?' adında bir sergi hazırlıyorum!"
Durgut'un Mekke projesinin dışında bir projesi daha var. Projenin adı İslam Şehirleri! 60 İslam şehrini fotoğraflamayı hedefleyen Durgut, bugüne kadar 43 şehri çekmiş.
Her gittiği İslam şehrinde mutlaka bir cuma günü kalıyor: "Gittiğim ülkelerde namaz kılan ve abdest alan insanları mutlaka çekerim!" diyor. İslam şehirlerinin mimari yapılarını, camilerini, türbelerini çekmeye öncelik veriyor.
BAKINCA İÇİM ACIYOR
Milyonlarca fotoğraflık arşivi bulunan Durgut şehirleri seçerken belli kriterlere dikkat ediyor: "İslam tarihinde önemli yeri olan, peygamberlerden birinin yaşadığı, sahabelerini tebliğ için gittiği, evliyaların ve İslam âlimlerinin yaşadığı şehirlere gidiyorum. Mekke'den sonra Şam ve Halep'e gittim. Suudi Arabistan, Yemen, Özbekistan, Fas, Mali, Mısır, Lübnan, Suriye, Irak, İran, Hindistan, Tunus, Filistin gibi ülkelerdeki birçok İslam şehri var fotoğraflarda." Onun fotoğraflarına baktıkça üzüldüğü şehir ise Halep. Çektiği birçok Emevi ve Osmanlı camisi yakılmış, yıkılmış. Durgut: "Halep yok oldu! Savaşta yok olan şehirlerin fotoğraflarına bakamıyorum, içim acıyor" diyor.
Eğer ülkeye döndüğünde aklında çekmeyi planladığı bir fotoğraf karesi kalmışsa tekrar gidiyor o şehre. Durgut, "Arşivin tam olması için kafama taktığım kareyi mutlaka çekerim ki proje tamamlansın!" diye anlatıyor tutkusunu.
Oğlu Cem Durgut ile projeyi yedi yıldır sürdürüyorlar. Cem Durgut için babası idolü. Her ikisinin etkilendiği İslam ülkesi ise Mali.
Orhan Bey'e nedenini sorduğumda "Mali'de büyük bir yokluk var. O yokluğun içindeki mutlu insanlar etkiledi bizi. Cenne'de ise toprak camiler var. Yağmurdan dolayı dönüştüğü için her yıl tekrar yapılıyor ve yapım aşamasında insanların yüzündeki mutluluk görülmeye değer!" diyor.
Baba-oğul birlikte İslam Şehirleri projesini tamamlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Proje tamamlandığında kitaplaşacak. İkili proje için kurumları desteğe davet ediyor.
Sabah