Cape Town'daki Müslüman mahallesinde kentsel dönüşüm tehlikesi
Güney Afrika'nın Cape Town şehrinde renkli evleriyle meşhur en eski Müslüman mahallesi Bo-Kaap semti, kentsel dönüşüm adı altında tahrip edilme tehlikesi ile karşı karşıya.
Cape Town belediyesinin şehrin modernleşmesi hedefiyle 2017 yılından beri uygulamaya başladığı eski binaları yıkma kararı tartışılmaya devam ediyor. Gentrification yani yeniden dizayn etme adı altında yürütülen proje, özellikle Müslüman kesimin yoğun olduğu yöre sakinleri tarafından tepkiyle karşılanıyor. Geçen haftadan beri Güney Afrika gazetelerinde manşet olan ve protesto edilen projenin en endişe verici yanı, neredeyse her köşesi bir tarihi eser olan Bo-Kaap semtinin eski dokusunun bozulması. Belediye yönetimi projede geri adım atmazken uygulamaya geçmek için mahalle sakinlerinin tepkilerinin dinmesini bekliyor.
BO-KAAP MAHALLESİ NEDEN ÖNEMLİ?
Güney Afrika'nın renkli evleriyle meşhur en eski Müslüman mahallesi Bo-Kaap semtinde, Müslümanlar doğup büyüdükleri yerlere sahip çıkmaya çalışıyorlar. Güney Afrika hükümetinin desteklediği ve Cape Town belediyesinin yürürlüğe koyduğu restorasyon projesi, bölge sakinlerinin protestosuna takıldı. Öncelikle şehir merkezinin batı kesiminde Woodstock mahallesindeki yıkım ve inşaat çalışmaları esnasında bazı tarihi yapıların tahrip edildiği söylentisi Bo-Kaap mahallesinde yaşayan Müslümanları telaşlandırdı.
1657 yılından beri Endonezya, Melazya ve Cava adalarından getirilen kölelerin yerleştirildiği Bo-Kaap, İngiliz sömürgeciliği döneminde 1834 yılında köleliğin kaldırılmasıyla günümüzde görülen renkli kimliğine kavuşmuştu. Yıllarca sömürgeciler tarafından ezilen ve baskı gören Bo-Kaap Müslümanları, Ramazan aylarında festival düzenleyip evlerini istedikleri renklere boyayarak özgürce bir yaşam sergilemeye başlamışlardı. Bo-Kaap, o tarihten beri camileri, tarihi yapıları, müzesi ve UNESCO tarafından korunan ülkenin en eski mezarlığı ile kendine özgü bir kimliği bünyesinde barındırıyor. Bazı tarihçilere göre mahallede oturan Hristiyan komşularından kendilerini ayırmak için evlerini çeşitli renklere boyayan Müslümanlar, dini ve kültürel konulardaki belli başlı hassasiyetlerini de bu şekilde ortaya koymaya çalışmışlar. Üç yüz yıla aşkın tarihiyle ülkenin en eski Müslüman mahallesinin tarihi yapılarının tehdit altında olması üniversitelerde dahi tartışma konusu olmuş durumda.
BO-KAAP'TAKİ OSMANLI MİRASI
Restorasyon projesinin endişe uyandırıcı taraflarından biri de Bo-Kaap semtinde halen yaşamakta olan Osmanlı kültür mirasına yönelik ciddi bir tehlike teşkil etmesi. Bölgede önemli bir eğitim mirası bırakan Ebubekir Efendi'nin Chappini sokağındaki evi gibi Wale Sokağı üzerinde bulunan başka bir Osmanlı âlimine ait tarihi yapının da modernizasyon projesi kapsamındaki binalar olduğu ifade ediliyor.
Bo-Kaap semtinin 71 Wale sokağında doğup büyümüş olan Güney Afrika'daki son Osmanlı ulemasından Muhammed Derviş Efendi'nin torunu inşaat mühendisi Nathri Efendi kimsenin böyle bir restorasyona izin vermeyeceğini belirtiyor. Nathri Efendi, Güney Afrika'nın en eski Müslüman mabedi Awwal camisinin de bulunduğu Bo-Kaap semtinde, cuma namazından sonra toplanıp modernizasyon projesini protesto etmeyi planladıklarını söyledi.
Güney Afrika'nın en eski Müslüman mahallesi Bo-Kaap sakinlerinin bu modernizasyon projesine itirazları sadece tarihi dokunun zarar görme tehlikesi değil, aynı zamanda yenilenen binaların ticari amaçlı iş yerlerine dönüştürülerek semtin geleneksel atmosferinin bozulma riskidir. Cami hutbelerinde, radyo ve gazetelerde sürekli gündem konusu olan Bo-Kaap Müslüman mahallesinin modernleştirilme projesi Güney Afrika'da daha çok gündem konusu olacağa benziyor.
Siyasetçilerin ve yöneticilerin genel olarak Müslüman nüfusu incitmemeye özen gösterdikleri, iç barışı titizlikle korumaya çalıştıkları Güney Afrika, son dönemde Müslümanlar arasında infiale yol açan meselelerle gündeme geliyor. Bo-Kaap mahallesi kentsel dönüşüm adı altında yıkılmak istenirken, bir yandan da apartheid rejiminin dahi engelleyemediği ezan susturulmak isteniyor. Strandfontein camisinden yayılan ezanın sesinin kısılmak istenmesinin bahanesi ise "gürültü kirliliği"ne sebep olduğu iddiası. Yönetimin, birkaç İslam düşmanı marjinal grubun başını çektiği bu girişime karşı durması, ülkenin iç barışı ve huzuru bakımından hayati önem taşıyor.