Büyük tartışmaların utangaç işareti: Noktalı virgül
Noktalama işaretleri içerisinde yeri tam olarak belirgin olmayan, bu belirsizliğin içerisinde utangaçlığını koruyan bir işaret var ki, biz ona “noktalı virgül” diyoruz. Bu müphem işareti, kimileri yazılarında noktaymış gibi cümlenin sonuna koyuyor, kimileri de virgülmüş gibi her şeyi onunla bağlıyor. Adıyla müsemma bu işaret için ufacık ince ayrımlar gözden kaçabiliyor. Bu sebeple de birçok kişi artık noktalı virgülü kullanmasını gerektiren uzun cümlelerden uzaklaşmaya başladı. Hatta noktalı virgülün anavatanı Fransa’da bu işaret için ateşli tartışmalar yapılıyor. Cümle içerisinde durumunu konduramadığımız noktalı virgül, gündemde yerini almış durumda.
ARİSTOFANES NOKTALAMAYI ÜÇ ŞEKİLDE BAŞLATTI
MÖ. 3'üncü yüzyılda Yunan uygarlığının etkisi altındayken Mısır'ın İskenderiye kentinde ünlü bir kütüphane vardı. Bu kütüphanenin başında da Aristofanes bulunuyordu. Buradaki yüz binlerce parşömen tomarını okumak çok zaman alan bir işti. Yunanlılar daima kelimeleri bitişik olarak ve hiçbir noktalama işareti, büyük ve küçük harf kullanmadan yazmıştı. Hangi kelimenin ve cümlenin nerede başlayıp bittiğini anlamak okurun işiydi.
Aristofanes, okurlara, sonu gelmez bir şekilde birbiri ardına sıralanmış harfleri orta nokta (·), alt nokta (.) ve üst nokta (·) işaretleriyle ayırmalarını öneriyordu. Bunların her biri farklı uzunlukta duraksamalara işaret ediyordu.
Fakat bu yenilik herkesi ikna etmemişti. Antik dünyada imparatorluk kurma konusunda Romalılar Yunanlıları geçtiğinde Aristofanes'in noktalarını bıraktılar. Roma'nın en ünlü hatiplerinden Cicero, cümle sonunun konuşmacının nefes almak için duraklaması ya da işaret yoluyla değil, konuşma ritminin getirdiği sınırlama ile belli olduğuna inanıyordu.
YAZILI GELENEK NOKTALAMA İŞARETİNİ GETİRDİ
Paganlıkta gelenekler ve kültür ağızdan ağıza aktarılırken, ilahileri ve Tanrının sözlerini daha iyi yayabilmek için Hristiyanlık yazıyı tercih ediyordu. Kitap Hristiyan kimliğin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu kitaplar ise çoğunlukla altın yaldızlarla ve süslü harflerle donatılmış, paragraf işaretleriyle bölümlere ayrılmıştı.
Hristiyanlık Avrupa'da yayıldıkça yazı ve noktalama işaretlerini daha da benimsedi. 6'ncı yüzyılda Hristiyan yazarlar, asıl anlamlarını korumak için eserlerini okuyucuya sunmadan önce, kendileri noktalama işaretlerini kullanmaya başladı. 7'nci yüzyılda Sevilleli Isidore adlı başpiskopos ve aziz, durma sürelerine işaret etmek üzere Aristofanes'in noktalarını yeniden düzenledi. Isidore ayrıca noktalama işaretleri ile anlam arasında da doğrudan bağ kurmuştu.
8'inci yüzyılda ise yeni bir ülke olarak Almanya ortaya çıkmış, ünlü kral Şarlman, rahip Alcuin'e standart bir alfabe yaratma görevi vermişti. Böylece bildiğimiz küçük harfler ortaya çıkmış, yazının geliştiği bu dönemde noktalama işaretleri de onun ayrılmaz bir parçası haline gelmişti. Bugün kullandığımız nokta, virgül, noktalı virgül, soru işareti gibi birçok noktalama işaretinin kökeni işte bu döneme dayanıyor. Ünlem işareti ise daha sonra 15'inci yüzyılda, taksim ve tire işaretleriyle birlikte Rönesans döneminde kullanıma girdi.
Matbaanın mucidi Johannes Gutenberg 1455'te 42 satırlı İncil'i bastığında noktalama işaretleri de artık sabit hale gelmişti. 15'inci yüzyıl sonunda bugün kullandığımız işaretler bir daha değişmemek üzere son şeklini aldı. Böylece matbaanın zorunlu kıldığı bir standartlaşma yaşanmıştı.
"NOKTALI VİRGÜL'ÜN BAŞINA GELECEK VAR!"
Fransa'da noktalı virgülün günlerinin sayılı olduğu iddiasıyla birlikte alışılmadık bir tartışma çıktı. İnternette Noktalı Virgülü Savunma Komitesi adıyla bir web sayfası açıldı. Televizyonun en fazla izlendiği saatte yapısalcılar, relativistler ve postmodernistler televizyon programlarına konuk oldular. Gazete ve dergilerde bu konu üzerine yazılar yazıldı. Radyolarda bu konu tartışıldı.
TARTIŞMA İKİ GRUP ARASINDA SÜRÜYOR
Tartışmanın bir tarafında, noktalı virgülü dilbilgisi tarihinin tozlu sayfalarına gömmek isteyen bir çift Fransız yazar bulunuyor. Karikatürcü ve mizah yazarı François Cavanna noktalı virgülü "kararsızlığa ve düşüncenin belirsizliğine işaret eden, ürkek, parazit gibi tatsız bir şey" olarak değerlendiriyor. Sinemaya da aktarılan ünlü romanı 37°2 le Matin (Betty Blue) ile tanınan Philippe Djian, bir adım daha ileri giderek tek isteğinin gelecek kuşaklar tarafından "noktalı virgülü yok eden melek" olarak bilinmek istediğini belirtiyor.
Diğer tarafta da Hugo, Flaubert, Maupassant, Proust ve Volta-ire'den alıntılar yapan ve noktalı virgül olmasaydı onların eserlerinin yalnızca soluk gölgeler olarak kalacağını düşünen dil muhafızları bulunuyor.
Gal dilbilgisinin yılmaz savunucusu anonim bir düşünürün haftalık sol görüşlü dergi Le Nouvel Observateur'da yayımlanan yazısına göre, "noktalı virgülün güzelliği ve ihtişamı oldukça karmaşık düşüncelerin aktarımını kolaylaştırmasından" geliyor. Dahası, yine aynı anonim yazara göre, noktalı virgül gerçek yerini "zengin ve ince analizlerde" bulduğu gibi, yazara da "düşünce akışını bozmadan fikirleri birbirine bağlama" olanağı veriyor.
DİLİN BOZULMASI İŞARETİN KULLANILMASINA ENGEL
Elbette pek çok kişiye göre noktalı virgül savunusu, Fransa'nın kendi dilinin engellenemeyen düşüşüyle savaşma çabasıyla yakından ilgili. 1634'te Fransız dilini korumak için kurulan Académie Française'in, Fransız dilini koruyan yasaların ve General Commission on Terminology and Neology gibi, yabancı sözcüklerin Gallik karşılığını bulmak için çalışan kurumların çabalarının tersine, Fransızca her geçen gün biraz daha Anglosakson etkisi altına giriyor.
Bugün Fransızcada sık kullanılan ama 65 sayfalık "önerilmeyen" işgalci sözcükler listesinde, email, blog ve fast-food, supermodel, takeaway, low-cost, coach, corner (futbol terimi), shadow-boxing ve motor caravan gibi sözcükler yer alıyor.
Fransızca, evinde olduğu gibi yurtdışında da tehdit altında. Bir zamanların tartışmasız diplomasi dili olan Fransızca, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'deki önemini her geçen gün kaybediyor. Académie'nin daimi üyesi olan Hélène Carrère d'Encausse, "Dilimizi korumak bizim için yeni yüzyılda ana ulusal hedef olmalıdır," açıklamasında bulundu.
İNGİLİZCE'NİN OLUMSUZ TESİRİ
Bu tartışmanın İngilizcenin artan etkisi yüzünden olduğunu düşünenlerin sayısı oldukça fazla.
Nouvel Observateur'un yazı işleri müdürü ve La Ponctuation: Ou l'art d'accommoder les textes adlı kitabın yazarı Sylvie Prioul'a göre, noktalı virgülün kullanımının giderek azalması Fransızca üzerindeki İngilizce etkisinin artmasından, cümlelerin giderek kısalmasından doğuyor.
Prioul, "Kısa cümleler noktalı virgülün ölüm ilanıdır," diyor. "İnsanlar noktalı virgülü sevmiyor, yazarlar ondan korkuyor, gazetecilerse nadiren kullanıyor. Noktalı virgül kayboluyor ve bu büyük bir utanç." Prioul günlük komünist gazete L'Humanité'yi baştan sona incelediğini ve tek bir noktalı virgüle bile rastlamadığını sözlerine ekliyor. Fransız haber sitesi rue89'a yaptığı açıklamada şunları söylüyor: "Artık, noktalı virgülün bulunabileceği tek yer yorum köşeleri, birazcık uzun olan herhangi bir şey. İnsanlar noktalı virgülü nasıl kullanacaklarını bilmiyor. Noktayla virgülün garip bir karışımı gibi. Bazen virgüle daha yakın oluyor, 18. yüzyılda 'güçlü virgül' dediğimiz şey gibi. Bazen de noktaya daha yakın oluyor."
Yazar, şair ve çevirmen Michel Volkovitch ise noktalı virgülün bir başka savunucusu. "Noktalı virgül, anlatılmak istenen şey karmaşık olduğu zaman değerli," diyor Volkovitch. "Söz konusu parçayı düzgün bir biçimde inşa etmek, şeyleri birbirinden ayırmak, düşünceyi daha berrak hale getirmek; noktalı virgül bunları bir sıraya ve düzene koyuyor. Gerçekten de en kaliteli noktalama işareti."
Her ne kadar kaliteli olsa da noktalı virgülü korumak büyük bir çaba gerektirecek. Dilbilgisi uzmanı Jacques Drillion'ya göre, "yanlış kullanmaktan korkmak" noktalı virgülün sonunu getirecek en büyük etken.
Belki de Fransa'nın en ünlü dil uzmanı ve Robert Sözlüğü'nün editörü Alain Rey'in, "Güzel noktalama işareti bütün politik ayrımların üstündedir ve mantıkla işleyen bir cumhuriyetin simgesidir," biçimdeki iddialı sözüne rağmen, noktalı virgül Anglosakson nezaketsizliğinin kurbanı olmaktan kurtarılamayabilir.
"Ben yerinde kullanılmış bir noktalı virgülü çok seviyorum ama bu biraz da New York Times'ın yayımlamayı sevdiği 'Edebiyat Öldü!' hikâyelerine benziyor. Ne bir kitabı noktalı virgül olmadığı için bıraktığımı hatırlıyorum ne de bir okurumun kullandığım noktalı virgüller yüzünden kafasının karıştığını." – Jonathan Franzen
"Neredeyse hiç noktalı virgül kullanmamışsınız. Bu herhalde göçebe bir kamp hayatının neden olduğu zihinsel bir rahatsızlığın belirtisi." – George Bernard Shaw'dan T.E. Lawrence'a (Bilgeliğin Yedi Sütunu kitabına ithafen)
"Ben seviyorum, pek çok şeye yarıyor. Anladığım kadarıyla aralarında bir anlam ilişkisi bulunan iki tam cümleyi birbirine bağlamak için kullanılıyor; okurun aradaki bağı ince bir biçimde de olsa anlamasını sağlıyor. O kadar çok seviyorum ki aslında şu an yalnızca noktalı virgüllerden oluşan bir hikâye yazıyorum; çok zor olsa da başaracağıma inanıyorum." – George Saunders
NOKTALI VİRGÜL KARŞITLARI
"Şu anda aldığım karara göre, noktalı virgül gereksiz bir duraksamadır ve bir sonraki kitabımı noktalı virgül kullanmadan yazacağım." – George Orwell
Bu tartışmayı gereksiz bulanlar da var.
"Kullanıyorum. Herhangi bir duygu da beslemiyorum, böyle bir noktalama var, evet. İnsanlar gerçekten böyle şeylere kafa yoruyor, değil mi? İnanamıyorum. Bir hayat kurmalı ya da düzgün bir işe girmeliler. Böyle saçma şeyler üzerine düşünmek için çok fazla zaman var ellerinde." – Irvine Welsh
NOKTALI VİRGÜL NASIL KULLANILMALI?
Peki, bunca hararetli tartışmaya neden olan noktalı virgülü nasıl kullanmak gerekir?
Fransızca dilbilgisine göre noktalı virgülün birden fazla kullanım alanı var. Birincisi; yazarın uzun cümlelerde mantıksal bir dengeyi korumasını sağlar. İkincisi; birbirinden bağımsız olan ama anlam bakımından bir biçimde bağlı bulunan iki ayrı cümleyi ayırmak için de kullanılabilir. Bunun dışında döküm ve listelerde, son olarak da noktanın kafa karıştırıcı olacağı düşünülen yerlerde de kullanılabilir.
(Derlenmiştir.)