Kuvvetli dil hassasiyetinin kayıp sözlüğü
Hüseyin Remzi’ye ait olan Lügât-i Remzî, bizim lügatçilik tarihimizin kaybolmaya yüz tutmuş eserlerinden biriydi. Prof. Dr. Ali Birinci’nin emekleriyle yeniden ortaya çıkarılmış bu sözlük, Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından cilt olarak yayımlandı. Ayrıca, Hüseyin Remzi hakkında bilgileri, Ali Birinci’nin ilk defa Müteferrika Dergisi’ndeki biyografiden öğreniyoruz.
HÜSEYİN REMZİ TIP VE HUKUK MEZUNU
Hüseyin Remzi, tüccar zümresinden Tolcalı (Silistre) İsmail Efendi ile Emine Hanımın oğlu olarak Silistre'de 1853 yılında doğdu. Küçük yaşlarda İstanbul'a geldi. Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye ve devamında Mekteb-i Hukuk'tan mezun oldu.
Ali Birinci, taş baskı usulüyle başka müelliflerin eserlerini ve gerekse kendi yazdığı eserleri ve lügatleri bir hattat olarak imzaladığına bakılırsa on yedi yaşında hat icazetnamesi almış olduğunu ifade ediyor.
Muhtelif memuriyetlerinin yanı sıra matbuat hayatına da atılan Hüseyin Remzi sahibi ve başmuharriri olduğu "Mikyas-ı Şeriat" gazetesinden dolayı Birinci Divan-ı Harb-i Örfi'de yargılanır ve 26 Mayıs 1909'da müebbet kürek cezasına çarptırılır. Rodos'a gönderilir ve hapishaneye konulur. Aldığı cezadan 27 Nisan 1912 tarihinde affa uğrayarak kurtulur.
17 YAŞINDAYKEN İLK ESERİNİ YAZDI
Hüseyin Remzi 1887 yılının Ağustos'unda Hacı İzzet Efendi Matbaasını devraldı ve bu şekilde memurlukla beraber matbaa hizmeti de yürüttü.
Adıyla anılan lügati dışında eseri olduğu ve ilk eserinin on yedi yaşında iken yazdığı "Münşeâtü'l-Etfâl" (İstanbul 1287, 64 s. taşbaskı) olduğunu yine Birinci'nin kaleme aldığı biyografiden öğreniyoruz.
NEDEN LÜGAT YAZMAK İSTEDİ?
Hüseyin Remzi lügat hazırlama fikrini eserinin girişinde şu şekilde açıklar:
"…Beyana hâcet olmadığı üzere bir lisanın muhafazası o lisanı teşkil ve tezyin eden elfazın cem' ve terbiyle bir mecmua tanzimine vâbestedir. Bu mecmua olmadan ilimce olan maksada vusûl kilitli bir kapıyı anahtarsız açmağa kalkışmak kabilindendir. Binaenaleyh şu kaziyye-i bedîhiyyeyi tekraren izaha çalışmak dahi hâsıl-ı tahsil demektir. Eslaf-ı kiram kendi zamanlarında görülen ihtiyac nisbetinde bu yolda diriğ-i himmet eyleyerek büyük büyük lügat mecmuaları teşkîl ve tertîb etmişler ise de asrımızda o gibi asarın çoğu havassa ait kalıp avam dahi âsâr-ı mezkûreyi darb-ı mesel tezyînâtı makamında yâd etmektedir." (s.24-25)
İlk defa Redhouse'ın Müntehabât-ı Lügat-i Osmâniye isimli ünlü lügatini taşbaskı olarak ve kendi hattıyla baskıya hazırlayan Hüseyin Remzi'nin, bu çalışma esnasında yeni bir lügat tertip etme düşüncesi de doğmuş. Lügat-ı Remzî ise talebeler için küçük, taşınabilir ve güvenilir bir lügat hazırlama arzusuyla yazılmaya başlanmış.
YEPYENİ USULLERLE YAZILMIŞ
Hüseyin Remzi'nin 1888'de kendi hattıyla yazarak iki cilt halinde bastırdığı sözlükte Osmanlı Türkçesi'nde kullanılmayan Arapça ve Farsça birçok kelimeye yer verilmiş.
Sözlükte pek çok özellik yer alıyor. Öncelikle Hüseyin Remzi'de çok kuvvetli bir dil hassasiyeti ve şuuru dikkat çekmekte. Lügatte tıp, nebatat, hayvanat, hikmet-i tabiiye, tarih, fıkıh, kavanin, hendese, hesap ve kimya terimleri de yer aldığı için, ilk defa müspet ilimlere şuurla ve dikkatle yer vermiş ve açılmış bir lügat ortaya çıkmış.
Her sayfanın başında, müracaat kolaylığı temin etmek için, ilk kelimenin üç harfine yer vermesi de Türk lügatçiliğinde yeni bir usul olarak dikkat çekiyor. Ayrıca Hüseyin Remzi'nin işinin farkında olması bir diğer dikkat çekici unsur. Hüseyin Remzi, sözlüğünün diğer sözlüklerden farkını ve üstünlüğünü açıkça dile getirmiş.
130 SENE SONRA YENİDEN BASILDI
İlk kez hicrî 1305 tarihinde, Hüseyin Remzi tarafından İstanbul'da, kendi kurduğu ve adını verdiği Hüseyin Remzî Matbaası'ında yayımlanan sözlük iki cilt ve iki bin sayfadan oluşuyor.
130 sene sonra yeniden, 2018'de baskısı yapılan bu eser, 1305 tarihli İstanbul baskılı iki ciltlik nüshanın tıpkıbasımıdır. öneminde ikinci baskısının yapılmadığı ifade edilen lügatin, Vankulu lügatinden sonra dönemin en pahalı lügati olduğu da zikrediliyor.
(Lügatçilik Tarihimizin Kayıp Halkası Lügat-i Remzî – Yeni Şafak)