Avusturya’nın kabarık ‘İslamofobi’ dosyası
Avusturya'da hükümet, ülkede biri Türklere ait 7 caminin faaliyetlerinin durdurulmasına ve yurt dışından finanse edilen çok sayıda imamın sınır dışı edilmesine karar verdi. Türklere ait camiyi “Türk milliyetçiliğini yaydığı” iddiasıyla kapatma kararı alan Avusturya, Avrupa’da en çok Müslüman nüfusa sahip ülkelerin başında geliyor. Irkçı ve İslamofobik saldırılara her geçen gün bir yenisinin eklendiği ülkede, bu saldırıları Ekim ayındaki seçimlerde kullanılan söylemlerin tetiklediği belirtiliyor.
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, "Siyasal İslam'la mücadele kapsamında" ülkede faaliyette bulunan 7 caminin kapatılması ve yurt dışından finanse edilen çok sayıda imamın sınır dışı edilmesi yönünde karar aldıklarını duyurdu.
Başbakan Kurz, aşırı sağcı parti lideri ve Başbakan Yardımcısı Heinz-Christian Strache, Avrupa Birliği (AB) Bakanı Gernot Blümel ve İçişleri Bakanı Herbert Kickl ile düzenlediği basın toplantısında, alınan kararları açıkladı.
İMAMLAR SINIR DIŞI EDİLECEK
Başbakan Kurz, Kültür Dairesi ve İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen kimi cami ve derneklere yönelik soruşturmanın sonuçlandığını, bu kapsamda 7 caminin faaliyetlerinin yasaklandığını, aynı zamanda çok sayıda imamın yurt dışından finanse edildikleri gerekçesiyle sınır dışı edileceğini söyledi.
Kültür Dairesinin bağlı olduğu AB Bakanı Blümel ise, faaliyetleri sonlandırılma kararı alınan camilerden 6'sının selefi dünya görüşüne sahip Arap Kültür Derneğine ait olduğunu, bu camilerde aşırıcı düşüncelerin yayıldığını ileri sürerek, kapatma kararı aldıklarını kaydetti.
"TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ YAYIYOR" İDDİASI
Blümel, Türklere ait bir caminin Türk milliyetçiliğini yaydığı, caminin ülkede Müslümanları resmen temsil eden Avusturya İslam Cemaatinden izinsiz olarak faaliyet göstermesi nedeniyle kapatıldığını savundu.
İçişleri Bakanı Herber Kickl de 2015'te çıkartılan "İslam Yasası"nın Avusturya'da görev yapan imamların yurt dışından maaş almalarını yasakladığını, yurt dışından imamlara yönelik finansmanın yasa dışı olduğunu, bu durumun göçmen yasasıyla uyuşmadığını belirterek, yurt dışından maaş alan imamların oturum izinlerinin iptal edileceğini, oturum vizesini uzatmak için başvuruda bulunmuş kişilerin başvurularının reddedileceğini söyledi.
Kickl, Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği (ATİB) bünyesinde görev yapan yaklaşık 60 imamın yurt dışından finanse edildikleri gerekçesiyle oturum izinlerinin iptal edilmesi için sürecin başlatıldığını aktardı. Oturum izinlerini uzatma başvurusunda bulunmuş 11 imamın 2'sinin vizelerinin iptal edildiğini belirten Kickl, geri kalan 9 imama ilişkin sürecin sürdüğünü söyledi.
İSLAMOFOBİK SALDIRILARDA CİDDİ ARTIŞ
Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmanlık Merkezince hazırlanan ve geçtiğimiz ay açıklanan "2017 Müslüman Karşıtı Irkçılık Raporu"na göre, ülkede İslamafobik saldırılar önemli ölçüde arttı.
2016 yılında Müslümanlara yönelik 253 saldırı kayıt altına alınırken, bu sayı 2017'de 309'a yükseldi. Müslümanlara yönelik saldırıların, bir önceki yıl olduğu gibi yüzde 98'inde kadınlar hedef alınıyor. Saldırıların yüzde 49'u açık alanlar ve toplu taşıma gibi yarı kapalı mekânlarda gerçekleştiriliyor.
NEFRET SÖYLEMLERİ İÇEREN İFADELER
Müslümanlara yönelik saldırıların yüzde 30'u nefret söylemi, yüzde 28'i de sözlü olarak yapıldı. Saldırıların yüzde 19'u İslam ve Müslümanlara yönelik ırkçı ifadeleri içeren duvar yazılarını kapsıyor.
Avusturya'da doğup büyümüş Müslümanlar, bu toplumun bir parçası olarak görülmüyor. Özellikle sözlü ve yazılı saldırılarda, "Terörist", "Bedevi", "İslamcı pislik geldiğiniz yere dönün", "Müslümanlar dışarı" gibi ifadeler kullanılıyor.
RAMAZAN'DA İSLAM DÜŞMANLIĞI DAHA FAZLA
Raporda, saldırıların yüzde 19'unun İslam ve Müslümanlara yönelik ırkçı ifadeleri içeren duvar yazılarını kapsadığına işaret edilirken, bir önceki yıl yüzde 7 olan İslamofobik yazıların 2017 yılında ciddi oranda arttığı vurgulanmıştı.
Özellikle Ramazan ayına denk gelen Mayıs ve Haziran aylarında Müslümanlara ait cami ve benzeri kurumların duvarlarına İslam karşıtı ifadelerin yazıldığı belirtilmişti.
İnternet gibi sanal ortamlar başta olmak üzere, açık alanlar ve yarı kapalı mekânlarda İslam ve Müslümanlara yönelik ırkçı saldırılardaki artışa dikkat çekilmişti. Saldırıların yüzde 81 ile büyük bir çoğunluğunun bu iki alanda yaşandığı; internet, açık ve yarı kapalı ortamlarda saldırganların kimliklerini saklayabilmelerinin önemli bir rol oynadığının altı çizilmişti.
OKULLARDA BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI
Başbakan Sebastian Kurz geçtiğimiz Nisan ayında, anaokulları ve ilkokullarda başörtüsünün yasaklanması gerektiğini belirterek, ilgili bakanlıklara söz konusu yasağın hayata geçirilebilmesi için yasal düzenleme yapılması talimatı vermişti.
Kurz, ilkokul ve anaokullarda uygulanacak başörtüsü yasağına ilişkin, Avusturya'da Müslümanları temsil eden, Başbakanlığa bağlı Avusturya İslam Cemaati ile de bir araya gelmiş, kesin ve kararlı bir çizgide olduklarının altını çizmişti.
YENİ DOĞAN BEBEĞE BİLE IRKÇILIK YAPTILAR
Viyana'da bu yılın ilk dakikalarında dünyaya gelen, başörtülü Türk annenin Asel bebeği, doğar doğmaz sosyal medyada ırkçıların hedefi olmuştu.
2018'in ilk bebeği olarak fotoğrafları paylaşılan Asel bebek ve ailesi için sosyal medyada "Sıradaki terörist doğdu", "Kadın kanser mi?", "Neden başörtüsü takıyor?", "Herhalde daha soğuk olamazdı", "Ah gerçekten Viyanalı mı?" gibi ırkçı ve nefret içeren paylaşımlar yapılmıştı.
AVUSTURYA IRKÇILIĞIN BEŞİĞİ
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Kurz'un yaptığı açıklamaya göre, Avusturya'da sosyal yardımdan faydalanmak isteyen mültecilere Almanca bilme şartı getirileceği belirtilmişti.
Bu düzenlemeye göre, mülteci statüsü elde etmiş ancak yeterli Almanca bilgisi bulunmayan sığınmacılara 300 avro kesinti uygulanarak, 863 avro yerine 563 avro ödenecek. Ayrıca Avrupa Birliği ya da üçüncü ülke vatandaşları, yeni düzenleme kapsamında yardımdan faydalanabilmek için en az 5 yıl Avusturya'da ikamet ettiğini ispat etmek zorunda.
Ülkede birçok sivil toplum kuruluşu ve Dışişleri Bakanlığı, bu yasa tasarısının anayasa ve insan haklarına aykırı olduğu yönünde eleştirilerde bulunuyor.
SEÇİMLERDEKİ SÖYLEM IRKÇI SALDIRILARA YOL AÇTI
Avusturya'da hazırlanan "2017 Müslüman Karşıtı Irkçılık Raporu"na göre, ırkçı saldırılara seçimlerde kullanılan söylem yol açtı.
2017'nin Ekim ayında yapılan genel seçimler başta olmak üzere, aynı dönemde yürürlüğe giren "burka yasağı" ve Müslümanlara ait anaokullarına ilişkin tartışmalı bir raporun Müslümanlara yönelik saldırıları tetiklediği vurgulandı. Ekim ayının sözlü saldırılar başta olmak üzere İslam ve Müslümanlara yönelik ırkçılığın en çok yaşandığı zaman aralığı olduğu değerlendirmesi yapıldı.
Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmanlık Merkezi, 2014 yılından itibaren ülkede Müslümanlara yönelik saldırıları kayıt altına alıyor. Geçen yıl çalışma alanını genişleten merkez, mağdurlara danışmanlık hizmeti de vermeye başladı.
OY KAYBINI ÖNLEMEK İÇİN MÜSLÜMANLARA SALDIRIYOR
Avusturya 2017 yılının Aralık ayından bu yana, aşırı sağcı faşist bir koalisyon tarafından yönetiliyor. Koalisyonun büyük ortağı ÖVP Hristiyan Demokrat sağ bir parti iken, yeni lideri Sebastian Kurz tarafından popülist aşırı sağcı bir partiye dönüştürüldü.
Başbakan Sebastian Kurz, son dönemde koalisyonun küçük ortağı aşırı sağcı FPÖ'ye partisinden oy kaybını önlemek için İslamofobik, aşırı sağcı ve yabancı düşmanı bir söylem kullanması ile ön plana çıkmış bir lider.
AVRUPA'DA EN ÇOK MÜSLÜMAN AVUSTURYA'DA
Müslüman sivil toplum kuruluşları ve anketlerle hazırlanan ve geçtiğimiz ay yayımlanan Müslüman Diaspora Atlasında, 48 ülkedeki Müslümanların durumu değerlendirilmişti.
Müslümanların eğitim, sosyoekonomik ve kültürel durumlarını analiz eden, o ülke yönetimleri ve halklarıyla ilişkilerini gösteren "Müslüman Diaspora Atlası"nda yer alan bilgilere göre, Avrupa'da en çok Müslüman nüfusa sahip ülkelerin başında, yüzde 21,2 oranında Türkün yaşadığı Avusturya geliyor.
Derlenmiştir.
Fikriyat