“Yaş kaç olursa olsun, erken diye düşünüyor insan“
Benim Annem Benim Babam adlı programın bu haftaki konuğu gazeteci Ekrem Kızıltaş oldu. Ailesi ile ilgili hayatında iz bırakan noktalara değinen Kızıltaş, annesinin çocuklarını okutmak için gösterdiği fedakârlıkları, babasından duyduğu ibretlik hikâyeleri çocuklarına nasıl aktardığını anlattı. Kızıltaş, “anne ve baba ne zaman ölmüş olurlarsa olsun, yaş kaç olursa olsun, erken diye düşünüyor insan. Keşke biraz daha vaktimiz olsaydı, keşke biraz daha beraber olsaydık, keşke biraz daha halleşebilseydik ve keşke biraz daha hizmet edebilseydim” şeklinde konuştu.
Hafta sonları TRT Haber kanalında ekrana gelen Benim Annem Benim Babam adlı programın bu haftaki konuğu gazeteci Ekrem Kızıltaş oldu. Tecrübeli gazeteci ve yayıncı Ekrem Kızıltaş, programda ailesiyle ilgili anılarına değindi.
Annesinin çocuklarını okutmak için çok büyük fedakârlıklarda bulunduğunu belirten Kızıltaş, "anne" denildiğinde aklından geçenleri şu sözlerle anlattı:
"Anne deyince aklıma ilk önce hayıflanmak geliyor. Zannediyorum ben yaştaki birçok insanın, hele hele annesini biraz erken sayılacak bir yaşta kaybeden insanların hemen hepsinde olduğu gibi keşke daha uzun süre beraber olabilseydik, keşke daha uzun süre beraber yaşasaydık, keşke o karşılıksız sevgiye daha uzun süre muhatap olsaydım diye aklıma geliyor."
"BABA VE ANNE TEMEL DİREĞİNİZ"
Ekrem Kızıltaş, babasından duyduğu ibretlik hikâyeleri çocuklarına aktardığını, onlara hayata mutlaka umutla bakılması gerektiğini öğütlediğini kaydetti.
Zor zamanları ailece dayanışma içinde geçirdiklerini anlatan Kızıltaş şunları söyledi:
"Baba, anne temel direğiniz. Sizi siz olduğunuz için seven, benimseyen, her türlü hatanızı gerektiğinde kabul eden ve belki özellikle küçük yaşlarda ne yaparsanız yapın, mutlaka sizin o hatanızı telafi edecek olan, sizi koruyacak olan, sizi muhafaza edecek olan ve size yönelik bütün saldırıları göğüsleyecek olan birileri onlar. Yani bir tür kalkan..."
"İKİSİNİN DE KAYBI CİDDİ BİR TRAVMA"
Babasının oldukça yetenekli biri olduğuna değinen Kızıltaş, onun inşaat işlerinden tutun da radyo-TV tamirine kadar birçok işi başardığını, ilkokul mezunu olmasına karşın liseye giderken kendi derslerine yardımcı olduğunu ifade etti.
Kızıltaş, programda anne babasını kaybettiğinde yaşadığı duyguları ise şu sözlerle anlattı:
"İkisinin de kaybı ciddi bir travma. Öyle olacağını biliyor olsanız da, ölüm haktır, biliyorsunuz, katlanmanız, sabretmeniz gerek, biliyorsunuz. Bir gün bizim de başımıza gelecek bunu da biliyorsunuz ama yine de anne ve baba ne zaman ölmüş olurlarsa olsun, yaş kaç olursa olsun, erken diye düşünüyor insan. Keşke biraz daha vaktimiz olsaydı, keşke biraz daha beraber olsaydık, keşke biraz daha halleşebilseydik ve keşke biraz daha hizmet edebilseydim."
Ekrem Kızıltaş, ailesine dair anılarını aktardığı programda, anne ve babası ile ilgili hayatında iz bırakan noktalara da değindi. Peki, Kızıltaş harçlık istediğinde babası kime danışırdı? Hangi işi yapamayacağını anlayınca ondan vazgeçti? 70'li yıllarda anne babasının endişesi neydi? Tüm bu soruların yanıtını kameralar karşısında anlattı.