İki dünya arasında dahi bir Virtüoz: Şerif Muhiddin Targan
Peygamberimizin otuz yedinci kuşaktan torunu, Safiye Ayla'nın eşi... Şerif Muhiddin Targan, üç-dört yaşlarındayken musikiye olan ilgisi onu Amerika'ya kadar götürmüş, tüm dünyanın tanımasına vesile olmuştu. Targan, Türk musiki tarihinin kaydettiği sayılı ud virtüozlarından biri; piyano ve çello gibi batı sazlarında usta bir icracı, bestekar olmakla beraber aynı zamanda bir ressamdı. Mehmet Akif Ersoy yakın arkadaşıydı ve ilk eserini ona ithaf etmişti. Ayrıca Peygamber aşığı bir şairin portresi yine peygamber torunu tarafından yapılacaktı.
Üsküdar'da paşa köşkleri denildiğinde ilk akla gelen, Çamlıca'da Millet Bahçesi'nin karşısında bazı günler musiki fasıllarının, kimi zaman da edebî ve siyasî sohbetlerin yapıldığı şair, yazar, siyaset ve sanat erbabının sık sık uğradığı seçkin bir mahfil (toplantı yeri) vardı: Şerif Ali Haydar Paşa Köşkü. Köşkün sahibi, güzel sanatları seven, ressamlığı yanında, eski musikiyi dinlemekten son derece zevk alan bir Osmanlı paşasıydı: Şerif Ali Haydar Paşa.
Şerif Ali Haydar Paşa köşkünü emsallerinden farklı kılan iki önemli özelliği vardı: Köşk ahalisi 37'nci kuşaktan Peygamber torunuydu ve hepsi de sanatkârdı. Bu sebeple Şehzade Şevket Efendi'ye ait iken Sultan Abdülhamid tarafından Şerif Ali Haydar Paşa'ya ihsan edilen köşk "Şerifler Köşkü" olarak anılıyordu. Her türlü sanatın icra edildiği ve bir nevi konservatuar olan bu köşkte son Mekke Emiri'nin oğullarından Şerif Abdülmecid piyano ve keman çalıyor; amcası Şerif Cafer Paşa hususi atölyesinde ud yapıyor; İngilizce bilen Şerif Muhiddin de sade ud çalmıyor; Byron ve Shelley gibi şairleri anlatıyordu.