Kaybolmuş 10 edebiyat yapıtı

Ernest Hemingway, kalemiyle dünyayı büyülemeden çok önce, 1922'de eşi Hadley Hemingway'in öyküleri ve şiirleriyle dolu bir çantayı trende başıboş bırakır. Edebi duyarlılığı yüksek bir hırsız ise Hadley'nin dalgınlığını affetmez ve çantayı çalar. Hemingway'in ilk gençlik öykülerini okumak kuşkusuz güzel olurdu. Fakat bazı edebiyat eleştirmenlerine göre Hemingway'in tam da gençliğinde yazdığı süslü metinleri kaybettiği için kendine özgü yalın üslubu geliştirdiğini, bu olayın Hemingway'in kariyerinde olumlu anlamda bir dönüm noktası olduğunu ileri sürer. Sylvia Plath'in Sırça Fanus dışında günümüze ulaşan başka bir eseri bulunmuyor. Plath'in Sırça Fanus dışında başka bir roman yazmaya başladığına dair tek kanıt 1977'de Ted Hughes'tan geldi. Ünlü yazarın eşinin ismini vereceği ''Double Exposure'' kitabı 1970'li yıllarda kayboldu. Bu eser, Plath'in Hughes'la olan ilişkisi ekseninde yazılmış yarı otobiyografik bir romandır. Edebiyatseverlerin bu eserin kaybına derinden üzülme sebepleri ise bu dönemin, Sylvia Plath'in Ariel kitabını oluşturan şiirleri de yazdığı dönem olmasıdır. Zira Plath kariyerinin en özgün örneklerini bu dönemde vermişti. James Joyce, 18 yaşında dört perdelik A Brilliant Career (Mükemmel Kariyer) adlı bir oyun yazdı. Oyun, kariyerine katkısı olacak faydalı bir evlilik yapmak uğruna gerçek aşkın ellerinden kaçmasına göz yuman genç bir doktorun hikâyesini anlatıyordu. Ne var ki, William Archer adlı eleştirmenin oyunun çok karmaşık olduğunu belirtip Joyce'a daha sınırlı bir konuda yazmasını öğütlemesi üzerine Joyce metni yaktı. Oyundan günümüze sadece ilk sayfası kaldı. Memur bir babanın sekiz çocuğundan ikincisi olarak dünyaya gelen Charles Dickens, pek çok eserinde vurgulayacağı yoksullukla küçük yaşlarda tanıştı. Edwin Drood'un Gizemi adlı eseri, cinayet ve esrarengiz karakterlerle doludur. Bu eser, Dickens'ın 1870 yılındaki ölümüne kadar tamamlanmadı. Dickens'ın, ölümünden birkaç ay önce katıldığı ön sunumda, Kraliçe Viktorya'ya kitabın sonunu anlatmayı önermesi ve bu önerinin kraliçe tarafından yapıtın mahvolacağı gerekçesiyle reddedilmesiyse oldukça ironiktir. Yaşamı üzerine pek çok şey söylenen ünlü oyun yazarı ve şair Shakespeare'in ''Aşkın Çabası Galip Geldi'' eseri, ilk olarak 1598'de Shakespeare komedilerini sıralayan bir belgede geçer. Sonraki kayıt ise 1603'e aittir. Ne var ki Shakespeare uzmanları Aşkın Çabası Galip Geldi'nin Aşkın Çabası Boşuna'nın devamı niteliğinde tamamen ayrı bir komedi mi, yoksa Hırçın Kız'ın başka bir adı mı olduğu konusunda hala kararsızlar. Çalkantılı yaşamı güçlü kaleminin önüne geçen isimlerden biri olan Lord Byron, geniş kitleleri etkisi altında bırakmasıyla ilk 'Süperstar' olarak kabul edildi. Lord Byron'un yayıncısı John Murray, ünlü yazarın ölümünden sonra 17 Mayıs 1824'te yaptığı bir davranış ile kötü ünüyle edebiyat tarihine geçti. Lord Byron, daha sonra yayınlanması için yayıncısı John Murray'a kendi anılarının el yazmalarını teslim etmişti. Ne var ki Murray, anılarda yer alan bazı ayrıntıların skandala yol açacağını ve bunun da Byron'un ününe zarar vereceğini düşünüyordu. Kendisinden başka Byron'un beş arkadaşı ve yayınevi yöneticilerinin de içinde bulunduğu bir grupla toplanıp el yazmalarını ortadan kaldırmaya karar verdiler. Nihayetinde bu karara tek karşı çıkan Thomas Moore oldu ve parçalanan iki cilt anı, Murray'in ofisinde yer alan şöminede yakıldı. Philip Larkin de ölümünden sonra eserlerinin yakılmasını isteyen yazarlardan. Ancak usta yazar, bu işlemin sadece günlükleriyle sınırlı kalmasını istedi. Philip Larkin, ölüm döşeğindeyken bütün günlüklerinin imha edilmesini için vasiyet bıraktı. Onun bu isteğine uyan varisleri de Larkin'in tüm günlüklerini yaktı. Edebiyat tarihçileri 20'inci yüzyılın en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilen Larkin'in iç dünyasına yakın bir bakışı kaybetmenin acısını hala duyar. Yazdığı Palto öyküsüyle dünya edebiyatına yön veren Nikolay Gogol, ömrü yettiğince ahlak konusunu eserlerinde işledi. Başyapıtı olan eserini de bu kavramdan çıkardı. Gogol, 19'uncu yüzyıl Rus edebiyatının çığır açan eserlerinden biri olarak kabul edilen Ölü Canlar'ın devamı niteliğinde bir roman daha yazdı. Ne var ki, edebiyatın putperestlik olduğunu telkin eden bir papazın sözlerini dinleyen Gogol, Ölü Canlar'ın devam metnini yaktı. Ne var ki, eserini bir din görevlisinin beğenmemesi üzerine Gogol, 'Ölü Canlar II'nin metnini yaktı. Delirmenin eşiğine gelen Gogol on gün sonra hayatını kaybetti. Hastalığı iyice ilerlemiş olan Jane Austen, ölümünden sonra ailesinin The Brothers (Kardeşler) adını verdiği son romanını tamamlayamadan hayatını kaybetti. Austen'in ölümünden sonra ailesi, kitabın ismini ''Sandition'' olarak değiştirdi. Austen, ölüm sebebiyle yarım kalan Sandition eserinde, henüz yapım aşamasında olan bir kasaba ve o kasabada yaşayan aileler aracılığıyla toplumun inşası anlatıyor. Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olan Johann Wolfgang von Goethe, yalnızca edebiyatla değil eğitim, doğa bilimleri ve felsefe de içinde olmak üzere pek çok konuyla yakından ilgilendi. Goethe Mozart'ın Sihirli Flüt operasına devam niteliğinde bir yazı yazmaya başladı. Eseri üzerinde iki yıl çalıştıktan sonra yayınlamaktan vazgeçti. Goethe'nin bu eserini tamamlasaydı Faust kadar muhteşem bir esere imza atacağı düşünülüyor.

Kaybolmuş 10 edebiyat yapıtı

HEMINGWAY’İN ÖYKÜLERİYLE DOLU BİR ÇANTA