Abdurrahim Karakoç’un Mihriban şiirinin “gerçek” öyküsü
Bazı eserler bir müddet sonra sahiplerine mâl olmaktan çıkıp insanlığın hazinesi haline gelirler. Türk edebiyatının kendine has şairi Abdurrahim Karakoç'un kaleme aldığı "Mihriban" şiiri milletimizin hafızasında yer etmiş, şöhretli bir eserdir. Türk halk edebiyatının en bilinen eserlerinden olan "Mihriban" bestelenmesinin ardından satırdan sadırlara akmıştır. Vefatının 12. yıl dönümünde usta şair Abdurrahim Karakoç'un "Mihriban" şiirinin gerçek öyküsüne yakından bakalım.
🔹 En çok dinlenen türküler arasında yer alan 'Mihriban'ın, Abdurrahim Karakoç'un 1960'lı yıllardaki büyük aşkına yazdığı biliniyor. Ancak şiirin ve bu aşkın hikayesiyle ilgili çeşitli söylentiler bulunuyor. Kahramanmaraşlı şair ve yazar Abdurrahim Karakoç'un, bu şiiri aşık olduğu kız ile mektuplaşırken yazdığı düşünülmekte.
🔹 Anlatılan hikayelere göre Karakoç, gençlik yıllarında bir aşık olur, birbirlerini severler. Karakoç'un ailesi bu sevgiyi evliliğe taşımak adına kızı ailesinden ister. Fakat kızın ailesi yaşı küçük olduğu için bu sevgiye engel olmaya kalkışır. Aile, yapılan ısrarlar sonucu ise kızın nişanlı olduğunu söyler. Karakoç'un ailesi oğullarına bu evliliğin olamayacağını bildirdikten sonra Karakoç imkansız aşkına Mihriban şiirini yazar.