Abdurrahim Karakoç’un Mihriban şiirinin “gerçek” öyküsü
Abdurrahim Karakoç tarafından kaleme alınıp Musa Eroğlu tarafından bestelenen 'Mihriban', yediden yetmişe herkesçe bilinen şiirler arasındadır. Halk şiiri geleneğinin usta isimleri arasında yer alan Abdurrahim Karakoç'un Mihriban şiiri ile ilgili tevatürler, şiirin bestelenmesinin ardından artış gösterdi. Ölüm yıl dönümünde usta şairin aşık olduğu kızla mektuplaşırken kaleme aldığı Mihriban şiirinin "gerçek" hikayesini, şairin röportajlarından hareketle araştırdık.
Mihriban şiirinin tevatür öyküsü
"Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban!
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban!Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban!"
🔹 Günümüzde halen en çok dinlenen türküler arasında yer alan 'Mihriban'ın, Abdurrahim Karakoç'un 1960'lı yıllardaki büyük aşkına yazdığı biliniyor. Ancak şiirin ve bu aşkın hikayesiyle ilgili çeşitli söylentiler bulunuyor. Kahramanmaraşlı şair ve yazar Abdurrahim Karakoç'un, bu şiiri aşık olduğu kız ile mektuplaşırken yazdığı düşünülmekte.
🔹 Anlatılan hikayelere göre Karakoç, gençlik yıllarında bir kıza aşık olur, birbirlerini severler. Karakoç'un ailesi bu sevgiyi evliliğe taşımak adına kızı ailesinden ister. Fakat kızın ailesi yaşı küçük olduğu için bu sevgiye engel olmaya kalkışır. Aile, yapılan ısrarlar sonucu ise kızın nişanlı olduğunu söyler. Karakoç'un ailesi oğullarına bu evliliğin olamayacağını bildirdikten sonra Karakoç imkansız aşkına Mihriban şiirini yazar.