Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiir estetiği
Edebiyatımızın çınarı Ahmet Hamdi Tanpınar deyince akla ilk olarak romanları gelse de o, Cumhuriyet devri şiirimize damga vurmuş isimlerdendi. Nitekim ünlü şair, adını ilk kez "Musul Akşamları" şiiriyle duyurdu. Dillere pelesenk olan "Ne içindeyim zamanın" dizeleri ve daha birçoklarıyla estetiğin zirvesine ulaştı. Peki, çok yönlü bir şahsiyet olan Tanpınar'ın sözün en zarif hali şiir hakkındaki görüşleri nelerdi? İşte Tanpınar'ın şiir estetiğine dair detaylar…
AHMET HAMDİ TANPINAR'IN ŞAİR YÖNÜ
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın en bariz vasıflarından biri kendisinin de kabul ettiği gibi şair olmasıydı. Şiirleri sayıca az olmakla birlikte, devrinin en güzel şiirlerinden olduğu gerçeği herkes tarafından kabul görmüştü.
Edebiyatın hemen her türünde eser veren Tanpınar'ın mimari, heykel, resim, müzik ve hat başta olmak üzere güzel sanat alanlarında da makale ve denemeleri vardı. Bununla beraber daha çok şairliğiyle ön plana çıkmak istemiş, mektuplarında, mülâkatlarında ve yazıları arasında bu yanını vurgulama gereği duymuştu. 1930 yılında "Şiir Hakkında" başlıklı yayımlanan ilk makalesi de bu isteğinin bir tezahürü gibiydi. Tanpınar'ın şiire olan tutkusu, diğer türlerde, hatta akademik seviyedeki eserlerinde dahi şairane üslubu ortaya çıkarıyordu.
Yağmur
Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde,
Bir parça uzaklaş kederlerinden.
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden,
Mehtabın ördüğü saatler nerde?
Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,
Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir başka alemden gelmiş gibisin,
Dalmış gözlerinle pencerelerde.