Aliya İzzetbegoviç'in Doğu Batı Arasında İslam kitabından 20 alıntı

Ne var ki Kur'an edebiyat değil hayattır. Dolayısıyla ona bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakmaya başlanır başlanmaz güçlük ortadan kalkar ve bu yanlış intibalar da değerini kaybeder. Aliya İzzetbegoviç neden 'Bilge Kral' olarak anıldı? Hayat, onu ne kadar anladığımıza bağlı değildir. Askerlerini tekbirlerle selâmlayan bir lider Nasıl imana geleyim, imanımı nasıl kuvvedendireyim sorusuna cevap şudur: İyilik yap; Allah'ı, tefekkür ederek bulmaktansa, iyilik yapmakla bulmak daha kolaydır. Davası Allah olan lider Güneşin çoktan battığı yerde de gecenin bütün sıcaklığı yine güneştendir. İnsanın şahsiyetini alçaltan, onu eşyayla bir tutan her şey gayri insanidir. İnsan 'dünyanın içine atılmış'tır ve hayatı, kendilerine hiçbir tesirde bulunamayacağı birçok gerçeğe bağlıdır. Doğruların mutsuz olduğu bir dünya manasızdır. 'Sevdiğiniz şeylerden infak etmeden iman etmiş olmazsınız.' Yani imana gel ki iyi insan olasın denmiyor. Tam tersine; iyi insan ol ki iman etmiş olasın. Uğrunda yaşamaya değer her şeyin adıdır İslam. Din ruhtan, sanat ise karakterden bahseder. Fakat bunlar aynı fikri ifade etmek için sadece iki tarzıdır. Din ruha hitap ediyor, sanat ise ona ulaşmağa, onu gözler önüne 'getirmeye' çalışıyor. Çocuk bakım evlerinde anne babasız çocuklar, huzur evlerinde ise çocuksuz anne babalar. Her ikisi uygarlığın 'harikulade' ürünü ve her ütopyanın idealidir. Fakat dünyayı doğru anlamak için dünyayı hareket ettiren ve idare eden fikirlerin menşe ve manasını bilmek de elzemdir. Sırrın varlığını görmemezlikten gelmek pratik ateizmin bariz özelliklerindendir. Tefekkür kişiye kendi üzerinde hâkimiyet imkânı verir; ilim de tabiat üzerinde. Kamil, günahsız olmak insani değildir. Bilakis, günah işlemek ve tövbe etmek insana daha yakın, daha insanidir. Din, dünyada ve insanların karşısında nasıl yaşayacağım değil, kendi içimde ve kendimin karşısında nasıl yaşayayım sorusuna cevaptır. Allah'ın iradesine teslimiyet, insanların iradesine karşı bağımsızlık demektir. İnsanın insana yakınlığı manevidir, mekânla hiç alâkası yoktur. Bunu modern bir gökdelen açıkça göstermektedir. Böyle bir binada insanlar aynı çatı altında oturdukları halde kendilerini çölde imiş gibi yalnız hissederler. Kadere teslimiyet, kaçınılmaz olan büyük insani ıstıraba dokunaklı bir cevaptır! Netice olarak, diyebiliriz ki; ahlâk, dinin öbür halidir. Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.