Amin Maalouf’un Afrikalı Leo kitabından 20 alıntı

Yazgı, bir bukalemun bir derisinden daha değişkendir. Bir geminin fazla yükünü denize atması gibi yazgım da bana yeni gelecekler hazırlamak için kimi şeyleri silip süpürüyordu. Zamanın uzunluğu güneşe göreyse, genişliği duygulara göredir. İnsanlar yabansı bir alışkanlıkla, kendilerini korkutan hayvanların adlarını alırlar. Kendilerine bağlı hayvanların adlarını hiç almazlar. İnsanlar kendilerine kurt denmesinden hoşlanırlar da köpek denmesinden hoşlanmazlar. Öyle yalanlar var ki onlardan ağızdan çok kulaklar sorumludur. Sen ki bunca kitap okumuşsun, çok uzun zaman önce bir sultanın annesinin, oğlu doğduğu zaman ne dediğini biliyor musun? 'Akıllı olman için dua etmiyorum. Akıllı olursan aklını güçlülerin hizmetine verirsin. Talihli olmanı istiyorum ki akıllı insanlar sana hizmet etsinler.' Onurlu bir adam, susuzluğunu giderdiği kuyuya taş atmaz. Allah'a beni uğursuzluklardan koruması için dua etmiyorum. Böyle durumlarda beni umutsuzluktan koruması için dua ediyorum. İnan, Allah bir elini bıraksa öteki elinden tutar. Bedevi bir kadına bir gün en çok hangi çocuğunu sevdiğini sormuşlar. Hasta olanı iyileşene kadar, en küçüğünü büyüyene kadar, yolda olanı da eve dönene kadar. Bir toplum en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda dağılmaya başlar. Yaşlı bir ağacı yabancı bir toprağa dikemezsiniz. Oldum olası 'Seni seviyorum' demeye utanmışımdır, fakat gönlüm sevmekten hiçbir zaman utanç duymamıştır. Günün anlamı olması için gece, konuşmanın anlamlı olması için sessizlik, barışın anlamlı olması için savaş gereklidir. Kimse, yazgının elçisine sitemde bulunamaz. Ölüm yaşamımızın iki ucundan tutunmakta: yaşlılık ölüme, çocukluktan daha yakın değildir. Müslümanlar, suskunluk, korku ve tekdüzeliğin ruhlarını karartmasından ötürü güçlerini yitirmişlerdir. Ölsem de kazansam da, yüreğinde bana ilişkin anıların kirlenmesine izin verme! Ve insanın ayakları üstünde doğrulabilmesi için önce yere düştüğünü kabul etmesi gerekecek. Eğer yolların geçmediği, ulaşılması çok zor bir yerde yaşarsan elbette ki saldırılardan ve boyun eğmekten kurtulursun ama bu kez de tıpkı hayvanlar gibi yaşarsın. Yoksul, eğitimsiz ve korkulu. Öyle görünüyor ki bütün savaşlarda düzen, düzensizliğin suç ortağı oluyor.