Bir hikaye iki şair: Fuzuli ve Sezai Karakoç’un Leyla ile Mecnun’u
Leyla ve Mecnun kıssası, Arap edebiyatının bir mahsulüdür. Onu kaleme alan şairlerce yeni kazanımlar elde eden bu hikâye, gittikçe daha derin manalara bürünmüştür. İran edebiyatından Genceli Nizami ile tertipli bir metin haline gelen kıssa, 16. yüzyılın yetkin isimlerinden biri olan Fuzuli'nin kalemiyle geleneğin en seçkin metinlerinden biri olmuştur. Fuzuli'den yüzyıllar sonra ise Sezai Karakoç, geleneğe yaslanan sanat anlayışının yanında modern anlamda bir Leyla ile Mecnun hikayesi yazmıştır. Peki, farklı çağlara ait her iki metnin birleşen ve ayrışan noktaları nelerdir?
Leyla ile Mecnun mesnevileri
Türk, Fars ve Arap medeniyetinde avamdan havasa kadar bütün kültür tabakalarında Leyla ile Mecnun birer aşk kahramanı olarak tanınır. Üç kültürün şairleri de bu kadim hikayeden kendi üslupları ve bakış açılarıyla bir mesnevi geleneği oluşturmuşlardır. İran edebiyatında Leyla ile Mecnun hikayesini konu alan ve en eski eser olma özelliğini taşıyan Nizami'nin Leyla ile Mecnun adlı mesnevisi, diğer kültürleri de çok etkilemiştir. İran ve Türk edebiyatlarında Leyla ile Mecnun eserlerinin temel kaynağı Nizami'nin yazdığı bu eser olmuştur.