Eğlenceden geleneğe dönüşen unutulmuş alışkanlık
Kış geceleri radyonun üzerindeki el emeği dantel kıvrılır, cızırtılar içerisinde kanal bulunurdu. Evin annesi elinde meyve sepetiyle gelir radyonun etrafında toplananlara meyveleri ikram ederdi. Gelen anons ile herkes, görüntüsü olmadan sadece sesini duyup hayal dünyasında oynattığı tiyatrolara dalıp giderdi. Günümüzde yitirmeye yüz tutan bir gelenek olan radyo tiyatrosunu bilenler o zamanları hasretle anmaya başladılar. Peki ya bilmeyenler? İşte sizler için radyo tiyatrosunun tarihini derledik.
İLK DENEME ÖĞRENCİLER TARAFINDAN YAPILDI
"Görülmelik, seyirlik bir oyun değil, bir işitme, duyma oyunu"
(Behçet Necatigil)
Radyo tiyatrosunu dinlediğinizde bir kitabın dile gelip de konuştuğunu görürsünüz. Hayalinizdeki kahramanların bir başkasının biçimlerine bürünmeden akıp giden olaylar içerisinde dünyadan bir süre koparsınız. Radyo tiyatrosunu bilenler o zamanları hasretle anmaya başladılar. Peki ya bilmeyenler? İşte sizler için radyo tiyatrosu…
Başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de ilk radyo denemelerini gerçekleştirenler amatörlerdi. Bu amatör radyocular kendi ürettikleri basit alıcılarla yabancı radyoları dinlemişler ve dar kapsamlı yayın denemeleri yapmışlardır. 1921 yılında Muallim Mektebi'nde verilen bir musiki konserinin İstanbul Üniversitesi'nde radyo vasıtasıyla dinletildiği de kayıtlar arasındadır.
"Radyo Tiyatrosu: 'Cimri' / Molière" videosunu izlemek için tıklayınız...