Fethi Gemuhluoğlu’ndan 20 alıntı

Dost, göze sezdirmeden gözyaşı silendir. Her insandan öğrenilecek bir taraf bulabilirsiniz. Alçak kelimesinin yanına gönül gelirse gönül o alçak kelimesini kanatlandırır, alçak gönüllülük en yüksek bir fazilet olur. Gönül böyledir. Bütün alçakları yükselten bir şeydir, bir muammadır. Davamızı iyi belledik ve inandık ki, davalar mümin ve şehit isterler. Batı adamının bunalımı çok tabiîdir; muallaktadır. Doğu adamı yerinmez ve sevinmez çünkü dünyada sevinilecek ve yerinilecek bir şey yoktur. Ve bizim hüznümüz Allah'adır... İnsana dost olmak, fikre dost olmak, coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, kendi vücuduna dost olmak, komşuya dost olmak gibi kademe kademe, ama entegre, bir bütün içinde bütün dostluklar söylenmeye mecburdur. İ'lây-ı Kelimetullah kendisine verilmiş olan Osmanoğlu ve alınmamış olan Osmanoğlu. Verilmiş de alınmış değil; buna bilhassa işaret ederim. Aklımızı başımıza devşirelim; bu emanet onlara verilmiş fakat alınmamıştır. Eğer Türkiye'de insanlar yeniden bir 'ba'sü ba'de'l mevt' sırrını yaşamak istiyorsa, onu ihya etmek istiyorsa, uykuyu kaldırmalıdır... Asıl niyetim, zaten uykusu çok az olan sizlere uykuyu kaçırmaktır, yatağı dar etmektir. Sizin içinize bir azap, sizin içinize bir çile, sizin içinize bir dram tohumu ekmek istiyorum. Akıl kutsaldır beyler! Dîn-i mübîn akıl sahiplerine teklif edilir... Fakat akıl, akılsızlara gereklidir. Aklı olanlar, aşkı seçsinler ve aklı terk etsinler. Hayat okunan ezanla kılınacak namaz arasındaki vakittir. Elimizden gelse gökyüzünden, gün ışığından, hatta ve hatta karanlıktan mahrum etmeyi düşündüğümüz tümen tümen insan var. Ellerimiz, kafamız ve gönlümüz bir beraber değil. Önceleri ağlamaktan utanırdım. Hatta iğrendiğimi bile söyler, kendimi kandırmaya çalışırdım. Onun ferah, rahat ve serin taraflarını bilmiyordum. Su içmeye benziyor. Hani kana kana, nefeslenerek, doya doya, iliklerine kadar içmek. İnsan sonra hafifliyor ve gergin bir yay olmaktan kurtuluyor. Kalp gözleri açık olmayanların feryadı içinde isek, gözlerimizden şekvâ niye? İnsanın kaderi, ekseriya mizacına zıt oluyor galiba. Ben yalnızlığı ve uzviyeti sevdikçe, işlerim daima kalabalıkla ilgili oldu. Gönlümdekileri yazacak kadar sabırlı olmayı isterdim. O gayreti bulamayacağım. Onunçün sana 'Merhaba' diyorum, 'Hû' diyorum, 'Vâhid' diyorum. Sadakaların en büyüğü insanın bizatihi kendini tasadduk etmesidir. Gönlüm gökle toprak arasındadır. Bir orada, bir orada. Bazen ikisi arasında. Hakk insanın gönlüne kendi ışığından koymuşsa o güzel, ötesi boştur. Hayatım, bizzat benim ve hayatıma girmiş olan birkaç kişinin dışında, başkalarını ilgilendirecek kadar enteresan değildir. Kahırlı, ateş çemberiyle dolu , fakat daima imanlı ve ümitli bir hayat... Kendisine dost olamayanlar, gayrıya dost olamazlar. Kendileri ile barışa varamayanlar, gayrı ile barışa varamazlar. Kaldı ki, savaş yoktur. Dünya, dostluk üzere halk edilmiştir. Fethi Gemuhluoğlu, 1923 yılında İstanbul'da doğdu. Haydarpaşa Lisesi'nde öğrenim gördü. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Daha sonra çeşitli okullarda öğretim üyeliği yaptı. 1955-1963 yılları arasında Spor ve Sergi Sarayı Müdürlüğü yapan Gemuhluoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü ile Türkiye Odalar Birliği Basın Müşavirliği görevlerinde bulundu. 1970-1977'de de Türk Petrol Vakfı'nda genel sekreter olarak çalıştı. Fethi Gemuhluoğlu 5 Ekim 1977 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Cenazesi Sahrayıcedid Mezarlığı'nda toprağa verildi. 'Dost Ehli' ve 'Gönül Adamı' Fethi Gemuhluoğlu ile ilgili haberimize ulaşmak için tıklayın.