Gönül Çalab'ın Tahtı kitabından yaşama dair alıntılar

📚 'Seküler zihniyetin 'ben varım, ben çözerim, sen çözersin'i bir yere kadar. Senin üstünde bir başka bilen vardır. Biz itikat olarak bütün bilgimizin Âlim isminden geldiğine inanıyoruz.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) Sadettin Ökten'den 100 cümle 📚 'Her insanda bir güzellik var ve bir tecelliyat var. Onu siz hissediyorsunuz. Adını koyamasanız bile o güzelliği görüyorsunuz, o lütfu hissediyorsunuz, an meselesi. Mutluluk an meselesi. Bir temas olur, bir kıvılcım biter. Sonra siz onun hazzını yaşarsınız. Yıllar sonra bile o haz devam eder. Zaten hayatı da rutinlerin ötesinde canlandıran, taçlandıran, ışıklandıran o anlık hazlardır.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'İnsanlar ekranlara baktıkları zaman dikkatleri tamamen zayi oluyor ve sadece ekrana bakmak bizi de kendimize yabancılaştırıyor. Mevzuya da yabancılaştırıyor, zihin de kabul etmemeye başlıyor.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) Sadettin Ökten'in dilinden sanat, gelenek ve medeniyet 📚 'Dert birdir, sızlanınca iki olur' demiş irfan ehlinden birisi. Sızlanmak da insanın üzüntüsünü, kederini artırıyor.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Varlık yani iç dünyamız ona ruh deyin, kalp deyin, gönül deyin, maddi hazların ötesinde bir başka hazzı da tadarsa maddi hazzın esiri olmaz.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) Sadettin Ökten'den hayatımıza rehber olacak alıntılar 📚 'Bazı alıcılarımızın ayarlarıyla oynamamız gerekiyor. Güzelliği görebilir hale gelmemiz gerekiyor. Gözümüzün önünde saklı nice güzellikler var, onlara bigâne kalıyoruz. İşte bence manevi eğitimi insanın bu duyargalarını bileyen alıcılarını, güzelliği daha iyi algılamasını sağlayacak şekilde eğiten bir eğitim. Yani duyuları da eğitiyor.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Eşyadan yana fakir, zamandan yana zengin olmak lazım. Tam tersini yapıyoruz, eşya ile mutlu olacağımızı zannediyoruz. Bunun için çok uzun saatlerimizi çalışmaya veriyoruz ama çalışma da bizi geliştiren bir çalışma olmayabiliyor.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) Sadettin Ökten uyarıyor: 'Dağlar arza çakılan çivilerdir' 📚 'Okulun bir terbiye yeri olduğu, kişinin toplumsallaşmasının, sosyal hayatın içine girmesinin bir ara durağı olduğu, adabı muaşereti, nezaketi, saygıyı, adaletli davranmayı, hakkaniyeti önemli ölçüde ailede ama bir ölçüde de okulda öğrenmesi gerektiği unutuluyor. Biz çocukların kafasına matematik formülleri sıkıştırarak onları daha iyi insanlar yapamıyoruz. Okul aynı zamanda tefekkür edeceği, öteki için var olmayı, ötekiyle barış içinde olmayı, toleransı farklı olana tahammül etmeyi öğreneceği bir yer olmalı.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Yaşadıkça günahla ülfet ediyoruz, istesek de istemesek de ediyoruz. Saf, diri ve masum bir zihne Allah'ın emaneti ilim. Çünkü insandan başka hiçbir canlı ilim tahsil edemiyor ve ilime sahip olamıyor. O bir ilahi emanet aynı kelam gibi, aynı tefekkür gibi o da ilahi bir emanet.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) Sadettin Ökten anlatıyor: 'Sabret, Şükret, Seyret' 📚 'Çocuklar da gençler de 'video nesli', çok fazla vakit kaybetmişler televizyon önünde, ekran önünde; daha kıpır kıpır hâle gelmişler. Hayat onlar için daha hızlı aksın istiyorlar. Normalde yaşadığımız hayat onlara yetmiyor artık, yavaş geliyor çünkü beyinlerinin hızı, ekranın hızına ayarlanmış. Üç saniyede bir görüntünün değiştiği, her köşe başından makineli tüfeklerin çıktığı bu dünyada çok dikkatli olması, hızlıca oradan kurtulması lazım.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Çocuğun ekranın başında unutulmaması gerekiyordu. Anne, babaların çocukları daha organik, göz göze, diz dize vakit geçirmiş olması gerekiyordu. Televizyonun emzirdiği kuşaklar daha hareketli olunca öğretmeni de zorluyorlar. Öğretmeni bir numune-i imtisal olarak, bir şey alabilecekleri, özdeşim kurabilecekleri bir figür olarak değil sokakta rastgele bir arkadaşlarıymış gibi görüyorlar.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) Kemal Sayar'ın dilinden hüzün 📚 'İnsan kalbinin esiridir. Kalbinin sultanlığına bağlıdır. Bu kalbin sultanı zaman zaman paradır, zaman zaman kadındır, zaman zaman dünyadır ama daha büyük hazları tanırsa ona bağlı olur. Dolayısıyla insan kalbinin duygularının daha yüksek, daha ulvi, daha yüce makamlarla temas kurmasını sağlamalıdır. Ona gayret etmelidir.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Ailede yangın var. Gençlikte bir yangın var. Değer aktarımında bir problem var. Aile ve okul çocuklarımıza kadim değerleri aktarmakta yetersiz kalıyor. Gençler küresel kültürün önünde bir oyuncağa dönebiliyor. Asimilasyon, bu kitle iletişim araçlarının en iyi bildiği şey. Çocuklarımızı alıp mankurtlar olarak bırakmak istiyorlar. Bütün dünyayı aynı kültüre, mono kültüre, yekpare bir kültüre, küresel kültüre boyamak isteyen bir hareket var.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Tüketici kapitalist uygarlığın zaten en sevdiği kişidir. Başına vurulunca ona bir şey aldıracağı, cebini boşaltacağı, uzun saatler işlerde bir köle gibi çalıştırıp sonra onu kredi kartından yakalayıp bir köleye dönüştüreceği, ihtiyacı olmayan şeyleri ona aldıracağı bir nesne kılmak istiyor. Bunun için de kitle iletişim araçları çok kolaylıkla, insanları, arzularını gemlemeyen, bir türlü büyüyemeyen, olgunlaşamayan, hep ergenlik fazında bireyler olarak bırakıyor.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) Kemal Sayar'ın insan ruhunu çözümlediği eseri: Ruh Hali 📚 'Çocuğun etrafında pervane olmak, çocuğun hayattan öğrenememesine, kendi kararlarını alamamasın ve bir olgunlaşmamışlık halinde kalmasına yol açıyor. Bu çocuklar daha sonra her şeyi isteme hakları olduğunu düşünüyorlar. Hak etmeden bir şeyleri alabileceklerini düşünüyorlar.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'İnsan insana muhtaç. Modern insan ihtiyarı yük olarak görüyor. Çünkü o hizmet ister, konuşmak ister. Hâlbuki onun çok işi vardır. Kendisinin bir zaman sonra ihtiyarlayacağını düşünmez. Oysa bu süreç ve modernite ihtiyarlayınca sizi hayatın dışına atar. ' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Teşekkür etmek, hatta yaratıcıya hamdetmek bizim tamamlanmamış olmamızla alakalı bir şey. Biz hiçbir zaman tam varlıklar değiliz. Sürekli bir tamamlanma arzusu içinde olan varlığız. Bazen bunun kendimizden gizliyoruz. Sanki tammışız, sanki olmuşuz gibi davranıyoruz kendimize. Hâlbuki şükran, o eksiklikten tamamlanmaya giden yolculuğumuzda bize bir şey ekleyen herkese teşekkür edebilmek demek.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Yakınmak en kolayıdır. Yakınmanın da bir sınırı olması lazım. Yakındık, şikayet ettik ama bu şikayet o noktalara varıyor ki Cenab-ı Allah'ın o büyük lütfunu, bütün insanlığı, bütün ülkeyi, bütün şehri, hatta bütün mahallemizi, ailemizi kuşatan o lütfunu görmemek, onu inkar etmek elimizden gitmesine sebep olabilir. Aman dostlar, kardeşler, bütün insanlık, Türkiyemiz, şehrimiz, ailemiz Cenab-ı Allah'ın o büyük lütfuna karşı çok müteyakkız, çok dikkatli olalım. Hürmeti, ihtiramı, şükrü, hamdi terk etmeyelim. Bu eli kolu bağlı oturalım manasına gelmiyor ıslahat için çalışıyoruz ama kalbimiz ı büyük şükrün edasına kendini kapatmamalı.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Bir zihni sadece bilgiyle doldurmakla ona büyük zulüm yapılmış oluyor. O zihin tabi bilgi alacak çünkü bilgi onun malzemesi. Önce işlenmiş bilgiyle çalışmayı öğrenecek ama sonra kendisi bilgi üretecek. Zihne sadece pasif bir rol biçildiği zaman o zihnin yaratıcısına karşı büyük bir suç işlenmiş oluyor.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı) 📚 'Her birimizin hayatında gizli saklı hazineler var. İş onları görüp fark edebilmekte. Sadece onlara zaman ve dikkat ayırmamız gerekiyor. Bunlar hayatın armağanlarıdır, ilahi bağışlardır.' (Sadettin Ökten-Kemal Sayar, Gönül Çalab'ın Tahtı)