Halil Cibran’dan 25 alıntı

Dünyadaki en güzel üç kadın: Annem, gölgesi ve aynadaki yansıması... 'Hakikati buldum' değil, 'Bir hakikat buldum' deyin. 'Ruhun yolunu buldum' demeyin. 'Kendi yolumda yürürken ruhla karşılaştım' deyin. Aşk sürekli filizlenmiyorsa bil ki can çekişiyordur. Bu muydu, onun için annemin karnını tekmeleyip durduğum hayat? Siz kurallar koymayı çok seversiniz, Ama kuralları bozmayı daha çok seversiniz. Tıpkı okyanus kıyısında sabırla kumdan kuleler yapan, sonra da kahkahalarla onları deviren çocuklar gibi. Neşeniz, maskesini çıkarmış kederlerinizdir. Sıkıntıya ve dara düşünce dua ediyorsunuz; keşke sevinciniz doruklarda olduğunda ve bolluk günlerinizde de dua etseniz. Onlara güneşi işaret ettim, onlar parmaklarıma baktılar. Aynı duyguyu paylaşan kederli ruhlar birbirleriyle karşılaştıklarında huzur bulurlar. Zulme başkaldırmayan, kendisi zulmetmiş olur. Kendinden başka bir şey vermez aşk ve kendinden başkasından almaz. Ne sahip olur aşk ne de sahip olunmak ister. Çünkü aşk aşka yeter. Eğer kış, 'Bahar yüreğimdedir' deseydi, ona kim inanırdı? Acılarınızın çoğu kendi seçimiminizdir. Bir de hakikati içlerinde taşıyıp da kelimelere dökmeyenler var. Çünkü merhamet sadece suçlu olanlar içindir; masumlara sadece adalet düşer. Kadının küçük kusurlarını bağışlamayan erkek, onun büyük erdemleriyle asla tanışamayacaktır. Kim çile ve yalnızlığını geride bırakabilir ki içi sızlamadan? Coşkun heyecanların olduğu yerde güç tükenmemiştir, ümit vardır henüz. Ama ya kıpırdanışlar sona ermiş, nabız durmuş, kalp soğumuşsa... Yakın ve önüne geçilmez bir çöküşten başka ne umulabilir? Anlayışlı olan beni anlayışlı, aptal olan ise aptal bulur. Bence ikisi de haklıdır. Konuştuklarınızın çoğunda, düşünce yarı yarıya katledilir. Çünkü enginlerin kuşudur düşünce, kelimelerin kafesinde kanatlarını açsa da uçamaz. Ruhunuz çoğu zaman bir savaş alanıdır, burada aklınız ve yargılama gücünüz, tutkunuz ve iştahınıza karşı savaşır. Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk açarsa, taşıyabileceğiniz sevinç o kadar fazla olur. Dostum, güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat arkana bakma. Kederli olduğunuz zaman yüreğinize bakın aslında, bir zamanlar neşe kaynağınız olan için ağlamaktasınız. Yüreğiniz bir yanardağsa nasıl umabilirsiniz ellerinizde çiçeklerin açmasını?