Kosova'dan ata mirası deyimler

Aç cüz (Mam.) ▶ Çok isteyen, gözü doymayan, gözü aç. Aç cüzüni se açarler (Mam.) ▶ Uyanık olmak, aldanmamak için her zaman dikkatli olmak. Priştine: Priş. Agıs kapamak (Pz.) ▶ Birinin konuşmasına izin vermemek. Agız agıza konuşmak (Mam.) ▶ 1.Dedikodu yapmak. 2. Araları çok iyi olmak. Priştine: Priş. Agzını kapak vucuduna rahat (Priş.) ▶ Dedikoduya meydan vermeyip, gereksiz sinirlenmeyi önlemek için az konuşmak. Agzının suyi celmek (Pz.) ▶ İmrenmek. Priştine: Priş. Agzıni bükmek (Pz.) ▶ Birbirinin söyleyişinden hoşlanmamak. Agzından çekmemek (Pz.) ▶ Bir şeyi devamlı anmak, devamlı konuşmak. Priştine: Priş. Ak üstüne, kara olsun (Mam.) ▶ Nasıl olursa olsun, bir diploma veya buna benzer bir belge olsun. Akıl sarf etmek (Mam.) ▶ Gerekmeyen yerse boşuna konuşmak. Priştine: Priş. Aklına kuymak (Pz.) ▶ 1.Hatırlatmak 2.İstediğini yapmak. Aklını şaşmak (Mam.) ▶ Birinin yaptığı işi beğenmemek. Priştine: Priş. Akmase damlar (Pz.) ▶ Çok değilse de azar azar gelir sağlanır. Akşam ola hayr ola (Pz.) ▶ 1.Hele akşam olsun, o vakte kadar iş belki düzelir. 2.Vakit var. Priştine: Priş. Anarsen beni, anarım seni (Mam.) ▶ Karşılıklı sevgi ve saygı anlamında kullanılır. Anasız ev, kuşsuz yuva (Priş.) ▶ Anasız ev, kuşsuz yuva gibi himayesiz ve bakımsızdır. Priştine: Priş. At su ko kurusun (Pz.) ▶ Bir işe gelmemek, bir işe yaramamak. Önemsememek. Armudun sapi, herçezın hesabi (Pz.) ▶ Herkesin bir derdi vardır. Priştine: Priş. Auca cetırmek (Pz.) ▶ Yakalamak ele geçirmek, etki altına almak. Avci kolibasında paşa ruyasi (Pz.) ▶ Elinde bir şeyler yokken çok şeyler hayal etmek. Priştine: Priş. Ayagi düze basti (Mam.) ▶ İşlerin iyiye gitmesi, rahata kavuşma. Aynali pembe (Mam.) ▶ Sözünde durmayan. Priştine: Priş. Az çorlok da horlok (Pz.) ▶ Fakir olması yetmiyormuş gibi bir de horlanıyor. Bag babadan, zeytin dededen kalmadi (Priş.) ▶ Ana babadan miras olarak hiçbir şey kalmadı. Her şeyi kendi alın teriyle kazandı. Priştine: Priş. Bal küpüne düşmek (Pz.) ▶ Aradığı, beklediği iyi bir şeye rastlamak, konmak Baltaylen salatay çesmek (Pz.) ▶ Söze karışarak, ne konuştuğunu bilmemek. Güzel bir şey söylemeye çalışırken gülünç olmak Priştine: Priş. Baski (çerpiç) çeşmek (Pz.) ▶ 1.Çok soğuk olmak 2.Çok beklemek ve üşümek. Bastıgi yerde ot bitışmez. (Mam.) ▶ Uğursuzluğuna inanılan kimse. Priştine: Priş. Baş var mi takya ne kadar istersen. (Pz.) ▶ Önemli biri olduktan sonra, küçük şeyler kendiliğinden bulunur. Başa celen mala citsın (Pz.) ▶ Bir kaza ihtimalinde meydana gelebilecek olan zararlar insana olacağına mala olsun. Priştine: Priş. Bazısına ana, bazısına ügi ana olmak (Pz.) ▶ Herkes aynı davranmamak. Bir ema bir (Pz.) ▶ Az ama, öz. Priştine: Priş. Biz kurti angdık, kurt kapi arkasında (Pz.) ▶ Biz tam onun hakkında konuşuyorduk. O hemen ardından beliriverdi. Bazaciya boza satmak (Pz.) ▶ Bir işi iyi bilen bir kişiye o iş hakkında akıl öğretmeye kalkışmak veya onu o işle aldatmaya girişmek. Priştine: Priş. Bu cün dünya yarın ahret (Pz) ▶ Kimseden gözü korkmayan, dövüşürken ölebileceğini düşünmeyen. Can aray can çiksın (Pz.) ▶ Sonucunun kötü olacağını bile bile sıkıntısına katlanarak bir işe girişmek. Priştine: Priş. Cel ceyfım cel (Mam.) ▶ İşini bitirip rahatlamaktan duyulan memnuniyet ifadesi. -Cirma kolay, çikma zor (Mam.) ▶ Bir şeye başlamak kolay, fakat onu bitirmek zordur. Priştine: Priş. Cübegi kopmak (Pz.) ▶ Bir şeye acımamak. Cüz cüre, cünül begene (Pz.) ▶ Göz görür, ama gönül beğenir. Priştine: Priş. Cüzüne hiç bi şe celmemek (Pz.) ▶ Hiç korkmamak. Çemlıklerıni almak (Priş.) ▶ Günahlarını almak. Bir kimseyi haksız yere suçlamak. Priştine: Priş. Çit kaldırmak (Mam.) ▶ Misafir gibi ağırlanmak. Çordan cüz aramak. (Pz.) ▶ Olmayacak istekte bulunmak. Priştine: Priş. Çuvalda ip cibi dogri olmak (Pz.) ▶ Yalan söylemek. Çüy yanay, baba taraniy (Priş.) ▶ Umursamamak. Priştine: Priş. Da isla üli neteçim çüli (Pz.) ▶ Cahil olmaktansa ölüm daha iyidir. Dilaverka olmak (Pz.) ▶ Çok konuşkan olmak. Priştine: Priş. Dişin yemesi (Pz.) ▶ Arzu etmek, istemek. Dokos oka surat (Pz.) ▶ Çok üzgün olmak. Priştine: Priş. Dost çivisi (Mam.) ▶ Dost aldatması, dost kazığı. Ecel payçlamak (Pz.) ▶ İçinde bulunulan kötü durumdan ancak ölüm kurtarır. Priştine: Priş. Ekşi olma yolona citmek (Pz.) ▶ Bilinmeyen, önemsiz başka bir yere gitmek. Feta begın konaklari (Pz.) ▶ Her şey bol, çok zengin. Priştine: Priş. Fisneylen dokunmak (Pz.) ▶ El sürmemek, incitmeden biraz dokunmak. Frenkten ceçırmek (Pz.) ▶ Aldatıp istediğini yapmak. Priştine: Priş. Haymana olmiş (Mam.) ▶ Başıboş geziyor, işsiz. Hem iskam, hem piskan (Mam.) ▶ Hem ister hem de korkar. Priştine: Priş. Hın dedikçe olmas (Pz.) ▶ Her istek anında olmaz. Her mancaya biber (Pz.) ▶Her işe karışmak. Priştine: Priş.