Mehmet Akif ve gençlik yıllarına dair bilinmeyen anıları
Hasan Basri Çantay tarafından yazılan Akifname, Mehmet Akif Ersoy'un ölümünü müteakip günlerde basılmak üzere hazırlanmıştı. Ancak bazı sebeplerden dolayı basılamadı… Akifname, içerisinde barındırdığı hikayeleriyle Mehmet Akif'in bambaşka yönlerini ortaya döktü. Mehmet Akif'in veterinerlikten edebiyata geçişi, hayatının tasavvuf anlamındaki aşamaları, en sevdiği şairler, spor hayatında da herkesten üstün geldiği o günler… Sizler için bambaşka bir Mehmet Akif'i inceledik…
Tasavvuf tecrübesinde üç safhadan geçilir. Birincisi terk safhasıdır. Allah yolcusu bu birinci safhada dünyaya ait kendinde ne varsa onların hepsinden uzaklaşır. Uzaklaşma tamamlanınca ikinci safhaya geçilir. Onda, varlık vehimlerinden boşalan ruha lutf-u İlâhî dolar. Kendi yokluğunda İlâhî varlığın azametini duyan ruh, içten bir fırtınaya tutulmuşçasına sarsılır, kendinden geçer. Bu safha, vecd safhasıdır. Vecdin sonunda üçüncü ve son olan Huzur safhası açılır. Huzur, hareketsiz, sarsıntısız, adeta düşüncesiz visal (kavuşma) halidir. Onun yaşattığı, belli bir konuya bağlanmayan ve sınırları olmayan sevinç ve selâmetten ibaret, içerisinde varlığın eridiği tek bir duygudur.