Mihail Bulgakov'un yasaklı kitabı köpek kalbi'nden 30 alıntı

''Bazılarının yedi odası elli çift pantolonu var, bazıları ise köprü altında yatıp çöp tenekesinden yiyecek topluyor.'' -''Bu kadar sinirli bir köpeği buraya kadar getirmeyi nasıl becerdiniz? Diye sordu adam, tatlı bir sesle.'' - ''Tatlılıkla''. ''Biliyor musunuz kliniğimde otuz kere gözlem yaptım. Ne sonuca vardım dersiniz? Gazete okumayan hastalar kendilerini harika hissediyordu.'' ''Şunu anlayın ki, korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini.'' ''Canlılar söz konusuysa terörle bir yere varılmaz. Hangi gelişmişlik seviyesinde olurlarsa olsun.'' 'Ne gülmesi! Tümüyle ümitsiz vaziyetteyim!' ''Bazen unutuyordu acısını. Çünkü bir düşünce aklını esir almıştı.'' ''Evrak çantası neyse tasma da o demek ki'' ''Umutsuzluğa düşmek gerçekten günah belki de.'' ''Normalde doğrudan ve cesaretle bakan bu gözler şimdi başka yönlere kaçıyordu. Bu gözler tetikteydi. Sahteydiler. Ve derinliklerinde hepten bir cürüm değilse bile bir fenalık, bir iğrençlik gizleniyordu.'' ''Yemin ediyorum, bu son iki hafta içerisinde, geçen on dört yıldan daha fazla acı çektim...'' ''Şimdi avazım çıktığı kadar bağırsam da neye yarar!'' ''Size akıl vermek haddime düşmemiş Ama şu halinize bir bakın.'' ''Oysa gözlerine dikkat ettiniz mi, hiçbir zaman yanılmazsınız. Gözler, en önemlisi gözlerdir.'' ''Bir gün boş vaktim olursa insan beynini araştıracağım ve tüm bu sosyal kargaşanın sayıklamadan ibaret olduğunu ispat edeceğim.'' ''Her şey bitti. Benim sonum geldi…'' ''Bayım, beni niye öldürdünüz ki?'' 'Aslında o kadar yalnızım ki...' ''Sizin biraz kitap okumanız lazım.'' 'Temelsiz varsayımlara düşmanım.' ''Altmış yaşındayım. Size tavsiyede bulunabilirim yani. Asla suça bulaşmayın, kime karşı olursa olsun. Yaşlandığınızda elleriniz temiz olsun.'' ''Şu anda tüm vücudum yara bere içinde. İnsanlar az çektirmediler bana.'' ''Elbet hakkın kılıcı onunda kafasını kesecektir.'' -''Affedersiniz profesör, fakat o artık bir köpek değil, insandır.'' -''Yani, konuşabildiğini mi söylemek istiyorsunuz? Her konuşanın insan olamayacağını bilmeniz gerekirdi.'' ''Sözün özü, hipofiz, insana belirli bir karakter kazandıran kapalı bir kutu.'' ''Bütün günümü bülbül gibi okumakla geçirip işimi ihmal etsem hiçbir şeyi başaramazdım...'' 'Nedir sizin şu yıkım dediğiniz şey? ''İstatistiğin şakası yoktur.'' ''Şimdiye kadar siz, hiç böğrünüze tekme, ya da kaburgalarınıza, tuğla yediniz mi?'' ''İnsanın canını en çok sıkan da şu ki, ölçüp biçmeden ve her şeyi bilirmiş gibi konuşuyorsunuz.''