Osmanlı'nın Sherlock Holmes'ü Amanvermez Avni
Her türlü kılığa girip köşe bucak suçlu kovalayan, zekâsı ve yumruğuyla cinai vakaları bir bir çözümleyen özel dedektif Amanvermez Avni'nin, bir martının gözüne baktığında onun hangi sahilden geldiğini anlayabildiğini, diş fırçası ile adam öldürmenin 36 yolunu bildiğini ya da Avni'nin Osmanlı'nın Sherlock Holmes'ü unvanını taşıdığını biliyor muydunuz? Sizler için Ebüssüreyya Sami'nin 1913-1914 yıllarında yayınladığı Amanvermez Avni'nin, nam-ı diğer Osmanlı'nın Sherlock Holmes'ünün dünyasından önemli bilgileri derledik.
Ebüssüreyya Sami'nin öyküleri, polisiye edebiyatımızda ilk olması özelliği ile önemli bir yer taşır. Bu öykülerde yazar İstanbul'u, özellikle Beyoğlu'nu iyi tanır ve dönemin emniyet teşkilatının işleyişini çok iyi bilir. Amanvermez Avni öykülerinin polisiye kurgusu ve aktarılan bilgilerin belgesel nitelikteki boyutu, serinin önemini ortaya koyar. Seri kendisinden sonra gelen Cingöz Recai, Fakabasmaz Zihni gibi haleflerini de etkiler.
"Avni eve gelir gelmez, çalışma odasına girip kapısını kapadı ve kâğıda sarıp getirdiği çuval ipliklerini, açtığı siyah bir muşamba parçası üzerine serip büyüteçle incelemeye başladı.
İki ufak kadehe iki şişeden birer parça sıvı döktü, sonra muşamba üzerindeki çuval ipliklerinden birazını bir kadehe, birazını da diğer kadehe silkerek kadehleri tetkik etti.
Birindeki sıvı biraz koyulaşmakla beraber içine süt damlamış gibi bir renk aldı. Avni sevinerek, 'Buldum! Un çuvalı imiş!' dedi..."