Rasim Özdenören'in Yeniden İnanmak kitabından 30 alıntı

🔷🔹 Mesele kellenin bir malûmat deposu haline getirilmesi değildir. İnsan bildikleriyle amel etmedikten sonra niçin bilmediklerini de öğrenme hevesine kapılmalı? Aslolan bildiklerimizi hazmedebilmektir. 🔷🔹 Asıl önemli olan şudur: Müslümanları yönlendiren etkenler, başkalarının şu veya bu yoldaki zannı da değildir. Rasim Özdenören'den yazarlara tavsiyeler 🔷🔹 İslam, insanların çeşitli konulardaki görüşlerini bir araya toplayan, hepsini belli bir temelde birleştiren bir 'dünya görüşü ' değildir. O, Allah'ın indirdiği ve Resulünün talim ettirdiği biçimiyle vardır. 🔷🔹 Eğer, yüreğinizde bir bulantı, kafanızda bir kuşku hissediyorsanız, eğer varlığınızda bir rahatsızlık, çevrenizde bir huzursuzluk varsa, kader sizi seçmeye çağırıyor demektir. Seçim hakkını kullanmamak da bir seçmedir. 🔷🔹 Tarihte, daima bir Firavun, bir Nemrut bir Ebu Cehil kısaca isim ve kılık değiştiren bir tiran mevcut olmuştur. İnsanlar, buzul ülkeleriyle ateş iklimleri arasında gidip gelmiştir. 🔷🔹 Günümüzdeyse insanlar profesyonel yalancılar haline gelmiştir. O kadar ki, bugün gerçekten saffetli insanlara budala diye bakılmaktadır. Rasim Özdenören'in Düşünsel Duruş kitabından 30 alıntı 🔷🔹 Sartre'ın teşhisi doğrudur: bunalım seçememekten doğuyor. Bu birey için olduğu kadar, bir ulus, bir uygarlık içinde doğrudur. 🔷🔹 İnsanın yüreğini dünya korkusu sarınca, o hem kendinin, hem başkalarının zalimi olmaya adaylığını koymuş demektir. 🔷🔹 Zihnimizdeki bulanıklık, karışıklık amelimize yansımaz mı? Ve o takdirde, o amel, kendisi olmaktan çıkmaz mı? Rasim Özdenören'in Acemi Yolcu kitabından 20 alıntı 🔷🔹 Demek ki, marifet, yalnız ve ancak bildirilene bildirildiği kadarıyla inanmaktır, eksiksiz ve fazlasız olarak. 🔷🔹 İslâmî bilinçlenme derken İslâm hakkında bilgi sahibi olmak, hatta bu bilgilenmede yüksek düzeylere ulaşmak, dahası bu alanda özgün görüşler geliştirmek gibi hususlar akla gelmemeli. İslâmî bilinçlenme, bize göre daha basit bir kapsam içinde mütalâa edilebilecek niteliktedir, o da, elde edilen bilginin, ilmin, yapıp etmelerimize yansımasından ibarettir. 🔷🔹 İnsanlara zulmeden Allah değildir, fakat onlar bizzat kendi kendilerine zulmederler. 🔷🔹 Yanlış bir boyun eğişle başladı çöküntü ve yanlış bir başkaldırmayla sürüyor. Yontmaya çabaladıkları bozuk insandan söz ediyorum elbet. 🔷🔹 Müslümanlar üzerinde sürdürülen kültür kavgasının bir hedefi de, onun İslâmdışı normlara göre yaşamasını sağlamaktır. Çünkü onların siyasal yönden emperyalizmin denetimi altında tutulması, iktisadi yönden pazar haline getirilmesi, İslâmdışı kültür ortamının isteklerine göre bir hayat sürmesiyle kolaylaştırılacak ve gerçekleştirilecektir. 🔷🔹 İnsan, içindeki sonsuzluk, süreklilik, ebedilik duygusu yüzünden, 'zaman'ın da ebedî olduğu duygusuna kapılmaktadır. 🔷🔹 İnsan, ilkin bildirilene inanmak, sonra da inandığına göre amel etmekle imtihan edilmektedir. 🔷🔹 Müslümanlar benimsemeye hazır hale getirildikleri akılcılık, insancıllık, çağdaşlık gibi afyonlu kelimelerle uyutulmakta, uyuşturulmaktadır. 🔷🔹 Amaç, Müslüman olduğunu söyleyen insanın küfrünü ispat etmek değil, ona, İslâm'ın hakikatini ulaştırmaktır. 🔷🔹 Çünkü ne İslâm'ın, ne Müslümanın başkalarına şirin görünmeye ihtiyacı var. Aslında Müslüman, ne zaman Allah'ın dışında bir rıza aramaya kalkışmışsa, yani ne zaman Müslümanlardan başkasına şirin görünmeye girişmişse, bu bakımdan uğradığı zillet yüzüne çarpılıp durmuştur. 🔷🔹 Müslümanlar, adeta şuursuzca beklemektedirler. Neyi bekledikleri ise kendi kafalarında bile net bir biçimde belirlenememiştir. 🔷🔹 İnsan olarak, vukuundan mutlak şekilde emin olduğumuz fakat inanmadığımız bir gerçektir ölüm. 🔷🔹 Amerika'da Müslümanlık, beyaz adamın ırkçı eğilimlerine karşı bir silah olarak kullanılmaya başlamıştır. Yani beyazların ırkçı eğilimlerine, ırkçı tutumlarına karşı ortaya çıkmıştır. Fakat gariptir, İslam'ı bu yoldan benimseyen zenciler, sonunda kendileri de birer ırkçı olup çıkmıştır. Durumun böyle olduğunu fark eden ilk zenci Müslüman Malcolm X'tir. 🔷🔹 Zaman içinde her nefse ve her şeye bir vade konulduğu gibi, bizzat zamanın kendisine de bir vade tanınmıştır. Yani zamanın da ademe dönüştürüleceği (yok edileceği) bir vakit ve bir vade vardır. Gerçek ebedîlik işte o vade dolunca başlayacaktır. 🔷🔹 İnsanın, yeni baştan kul olduğunu hatırlaması gerekmektedir. İnsan, yeni baştan kendini dinin buyurduğu biçimde kurmalıdır. Yepyeni bir insan olarak yeniden ortaya çıkmalıdır. Bu, insanın, çağımızda yeniden inşası anlamına gelir. Bunu yapmadıkça o ateş çemberinde sonsuza dek kavrulmaya mahkumdur. 🔷🔹 İnsan, itikâfta yalnızken yalnız değil, ötekindeyse insanlar arasında yalnızdır. İtikâfta, şifalı bir yalnızlık hayatı yaşanırken, berikinde umutsuz, hastalıklı bir azap sarmıştır onu. 🔷🔹 Bilinçli Müslüman diyebilmek için bir kimsenin şahadet kelimesini söylemesi yeterli sayılabilecek mi? Bilinçli olmak, şahadet kelimesinin getirdiği bütün sonuçlara katlanmayı ve yükümlülüklerin altına girmeyi de gerektirmektedir. 🔷🔹 Müslüman için örnek alınacak ve yeniden yaşatılacak tek tarih kesiti varsa, o da Asr-ı Saadet'tir. Ötesi kadavralarla uğraşmaktan beklenen fayda ne ise ondan ibaret kalacaktır. 🔷🔹 Kendi içlerinde bulamadıkları şeyi, eşyada bulma vehmi içindedirler. Bu yüzden, eşya, bir nihai amaç, bir sığınak görüntüsüne bürünmüştür onlar için. 🔷🔹 Allah, kendini bildirmeseydi, akıl, O'nu kendi hakikatı içinde bulamazdı. Akıl, kendisine vahiy yoluyla bildirilen Allah'ı kavrayacak kuvvettedir. 🔷🔹 Dinin sınırı, yalnız onu uygulamakta düşülecek ifratla değil, aynı zamanda hiç uygulamamakla da aşılmış olur. Öyleyse, herkes kendi sınırı içinde yaşadığını kavramaya çalışsın. Çünkü zulme göz yummakta sınırı aşmaktır.