Roman okumak zararlı mıdır?
Stendhal'in Kırmızı ve Siyah'ındaki "Roman uzun bir yolda dolaştırılan bir ayna gibidir." cümlesinden bu yana, roman çoğunlukla sosyal hayat bağlamında toplumun yansıdığı bir ayna olarak teşbih edilmiştir. 19. asırda edebiyatımıza giren romanın da bu niteliğini bariz bir şekilde hissettirmesi, yine aynı döneme rastlar. Ait olduğu ve geldiği kültürün dünya görüşünden portreler sunan roman, imparatorluk topraklarına adım attığı andan itibaren birtakım tartışmalara yol açmıştır. Özellikle romanın zararlı olup olmadığı ve kimler tarafından okunması gerektiği başta toplum olmak üzere dönemin aydınları tarafından da irdelenen bir konu olmuştur. İşte, Servet-i Fünun döneminde Mehmet Celal öncülüğünde gerçekleştirilen romanın zararları üzerine bir tartışma...
Hayatımız mı roman, roman mı hayatımız?
Max Nordau, "Modern insanı ortaya çıkaran romanla tiyatrodur" der. Bizler yalnızca hayatlarımızın edebiyatı şekillendirdiğini düşünürüz. Bu sebeple, "hayatımız roman" tabiri herkes tarafından sıklıkla kullanılır. Oysaki kimi zaman bu durumun tersi de meydana gelir, edebiyat da sıklıkla hayatı türlü şekillerle etkiler.