Romanımızın “ilk evreni”: Aile
Tolstoy, "Mutlu aileler birbirine benzerler, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır." der Anna Karenina'da… Dünyaya gözlerimizi açtığımızda ilk sıcak yuva hissini ailede tadarız. Biliriz ki bu sığınağımız her ne olursa olsun hayat boyunca ilk bıraktığımız şekliyle yerli yerinde durur. Her ailenin bir mutluluğu ve mutsuzluğu; kısacası kendisine has bir öyküsü vardır. Peki, romancılarımız aile kavramını eserlerine nasıl taşımıştır dersiniz?
TÜRK ROMANINDA AİLE İMGESİ
🔶 Fransız filozof Gaston Bachelard, Mekanın Poetikası isimli eserinde, "Evimiz bizim dünya köşemizdir, bizim ilk evrenimizdir" diyerek insan hayatında mekanın ve dolayısıyla evin önemine atıfta bulunur.
🔶 Hiç kuşkusuz ev yani yuva düşüncesi, beraberinde bir aile ortamını meydana getirir.