Sezai Karakoç’un gözünden Mehmet Akif’in şiiri
"Türk edebiyatında, Akif kadar, hayatı şiire ve şiiri hayata sokmuş şair yoktur." cümlesiyle tanımlar Sezai Karakoç, Akif'in şiirlerini. Büyük bir şairin bir diğer büyük şairi tanımlaması ve konumlandırma biçimi, şairler arasındaki etkileşimin en önemli göstergelerinden biridir. Ünlü edebiyatçıların birbirleri hakkındaki görüşleri okuyucu için de her zaman dikkat çekici olmuştur. Milli şairimizin doğum yıl dönümü sebebiyle usta şairimiz Sezai Karakoç'un gözünden, Akif şiirinin niteliklerini siz Fikriyat okurları için inceledik.
Akif şiirinin temelleri
Sezai Karakoç'a göre Akif'in şiirinde "Fertlerin hayatı belli bir çöküntünün tarihi bir anın içindeki değerleriyle ölçülüp biçilirler. Akif'in çıkış noktası olarak aldığı bu ışık İslam'dır ve İslam'ın ışığında, 600 yıllık Osmanlı Devleti çökerken, cemiyetimizin içinde bulunduğu ahlaki, içtimai, ruhi, iktisadi şartlar, en amansız bir gözle, adeta bir cerrah teşhirciliğiyle ortaya serilir." Karakoç, Akif'in şiirindeki metafizik düzleme sık sık atıfta bulunur, zira şaire göre milli şairimizin şiirini bu metafizik düzlem ve edebi realizm anlayışı oluşturur.
"Aslın idrakine söyletmeliyiz İslâmı" dizesinden hareketle Karakoç, Akif'in dönemindeki sıkıntıları iyi analiz edebildiğini ve bu sıkıntılara uygun İslam'la yoğrulmuş bir tedavi biçimi sunduğunu ifade eder. Bu tedavi biçimi ise, "İslam ilkelerine sıkı sıkıya sarılmak, yeni ve taze bir ruhla, İslamı, çağın teknik ve maddi güçleriyle de donandıktan sonra, içimizde ve dışımızda idrak etmektir." Günümüzde çoğunlukla Akif'in bu dizesi yanlış anlaşılmakta ve farklı noktalara çekilmektedir. İslami yalnızca "modernleştirme" ekseninde gören bu yanlış tasavvurlar Akif'in dizesinin mahiyetini de ne yazık ki yüzeysel bir kavrama indirger.
Mehmet Akif ve gençlik yıllarına dair bilinmeyen anıları öğrenmek için tıklayabilirsiniz.