Sezai Karakoç’un Lili şiirinin öyküsü
"Edebiyat Yazıları" kitabında, "Sanat tutumum, dünya görüşümün bir bölümünden başka bir şey değildir." diyen Sezai Karakoç, edebiyatımızın öncü şahsiyetleri arasında yer alır. Yine aynı eserinde şiirini, "Benim şiirim, aşk, hürriyet, yaşayış ve ölüm gibi varolmanın dinamitlendiği noktalardaki trajik espriyi, irrasyonele ve absürde bulanmış (MUTLAK) ı zaptetmektir." diyerek tanıtır. Peki, Karakoç'un gönüllerde taht kuran şiirlerinden birinde yer alan "Lili" aslında kimdi? Şiirin ortaya çıkışındaki öyküye dair bilgileri derledik.
Sezai Karakoç’un Lili şiirinin öyküsü
"Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris'nin
Sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte Lili
Ekmek ne kadar Allahınsa Lili de o kadar Allahın Lili
Yüzün ruhun kadar aydınlık ya Lili
Gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya Lili
Anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
Olamaz Üsküdardan geçeriken bulduğun mendil"