Türk kültüründe menakıbnameler
Fetihlerle beraber İslamiyet, bilinen tüm kıtalara yayılarak büyük bir coğrafyada egemen olmuştur. Bu egemenlik ile beraber kitleler İslam dinini benimsemişler. Bu etkileşim neticesinde milletlerin kültürü İslam ile harmanlanmıştır. Bu harmanlanma sonucu ortaya çıkan edebi türlerden biri de menakıbnamelerdir. Menakıbnameler dinin kendisine değil ahlaka yönlendiren metinlerdir. Bu husustan dolayı tarihin her döneminde menakıbnameler eleştiriye uğramıştır. Meselenin hikâyeleştirilmesi normal olarak görülmekle beraber içerisine eklenen bazı uç görüşler hakikat ile uyuşmamaktadır.
Türk kültüründe menakıbnameler
📌 Menkıbe din büyüklerinin anlatıldığı hikâye demektir. Menakıb ise bu kelimenin çoğuludur. Menakıbnameler daha özel bir tarifle Allah(cc) dostlarının hayatlarının ve başlarından geçen olağanüstü hallerin anlatıldığı eserlerdir.
📌 Allah(CC) dostlarının hayatlarını biyografik olarak anlatan eserlere ise tezkire denmektedir. Tezkire, sadece biyografik bir tür değil aynı zamanda Allah(cc) dostlarını unutturmamayı hedefleyen bir anlayışın adıdır. Birbiri ile bağlantılı olan bu türler temelde biyografi ve hikâye olarak ayrılmaktadır.
(X) Bilgi Notu:
En bilinen tezkire eseri, Feridüddin Attar'ın "Tezkiretü'l Evliya" başlıklı eseridir.
📌 Menakıbnamelerin edebi bir tür olup olmadığı sürekli tartışılagelmiştir. Müellif eserde edebi, süslü bir dil kullandıysa eser edebi bir metin olarak kabul edilmekte lakin salt didaktik bir dil kullandıysa bir edebi eser olarak kabul edilmemektedir.
📌 Menakıbnameler öncelikle sözlü edebiyatın ürünleridir. Bu anlatılar halk muhayyilesinin bir ürünüdür. Sözlü hikâyeler zamanla bazı yazıcılar tarafından kaleme alınmış ve ortaya bir menakıbname kültürü çıkmıştır.