Ünlü şairlerin dizelerinde yol
Yolculuk, insanlık tarihinin ana konularından biridir. Tarih bir yönüyle, göçlerin, seferlerin ve bir mekanı terk edişlerin hikayesidir. Bu sebeple yolculuk dini kıssalardan mitolojiye, mitolojiden efsaneye, hikayeden şiire kadar edebiyat metinlerinin vazgeçilmez bir ana teması olmuştur. Hal böyle iken bu ana temanın şiirden bağımsız gelişebileceği elbette düşünülemez. Peki, her daim yaşama ve benliğine doğru bir yolculuk halinde olan insanın durumu, "yolda olma eylemi" ünlü şairlerimizin dizelerinde nasıl yer almıştır? İşte ünlü şairlerimizin kaleminden yol ve yolculuk şiirleri…
Yahya Kemal Beyatlı- Deniz Türküsü
"Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli!
Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli.
Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça
Ve hayâlinde doğan âleme yaklaştıkça,
Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlık
Başka bir çerçevedir, git gide dünyâ artık.
Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ;
Mâvidir her taraf, üstün gece, altın deryâ…
Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masala
O saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla.
Lâkin az sonra lezîz uyku bir encâma varır;
Hilkatin gördüğü rü'yâ biter, etrâf ağarır.
Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri
Tâ uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri…
Mûsıkîsiyle bir âlem kesilir çalkantı;
Ve nihâyet görünür gök ve deniz saltanatı.Girdiğin aynada, geçmiş gibi dîğer küreye,
Sorma bir sâniye, şüpheyle, sakın: "Yol nereye?"
Ayılıp neş'eni yükseltici sarhoşluktan,
Yılma korkunç uçurum zannedilen boşluktan
Duy tabîatte biraz sen de ilâh olduğunu,
Rûh erer varlığının zevkine duymakla bunu.
Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervâsız,
Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!…
İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar."