Ünlü şairlerin kalemlerinden çıkan yolculuk şiirleri
Yol demek, farkında olmanın gerçekleştiği en huzurlu metafizik tecrübe demektir. Yolculuğun, yol ile bütünleştiği anlarda "yolda olmak eylemi" sözcüklerle birleşir ve yaşam maceramızda bize hayatımızın manzarasını sunar. Edebiyattan ünlü kalemler de bu metaforun varlığını kullanarak, yol ve insan üzerinden satırlar kaleme almışlar; adeta iç dünyamızın resmini bu satırlar aracılığıyla çizmişlerdir. Sizin için edebiyatımızın ünlü şairlerinin kalemlerinden dökülen yolculuk şiirlerini derledik…
Yolculuk, Necip Fazıl Kısakürek
Yolculuk, her zaman düşündüm onu;
İçimde bu azgın davet ne demek?
Oraya, nemdeyse güneşin sonu,
Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.
Altımdan kaydırdı bir el minderi;
Herkes yatağında, ben ayaktayım.
Bir gece, rüyada gördüğüm yeri,
Gözlerim yumula, aramaktayım.
Beni çağırmakta yabancı dostlar;
Bu dostlar ne güzel, dilsiz ve adsız.
Eski evde, şimdi bir başka ev var:
Avlusu karanlık, suları taçsız.
Her akşam, aynı yer, aynı saatte,
Güneşten eşyama düşen bir çubuk;
Yangın varmış gibi yukarı katta,
Arkamdan gel diyor, sessiz ve çabuk!
Başım, artık onu taşımak ne zor!
Başım, günden güne kayıtsız bana.
Dalında bir yaprak gibi dönüyor,
Acı rüzgârların çektiği yana...