Ayçin Kantoğlu: Gazze’deki çocuklar uyuyan kalpleri uyandırıyor
Biliyorsunuz iki aydır büyük bir acı içerisinde yaşıyoruz. Yaptığımız hiçbir şey içimize sinmiyor. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz; dua ediyoruz, ağlıyoruz, konuşuyoruz, boykot ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde çok güzel bir ses duyduk. "Gazze'den başka herkesin, her yerin işgal altında" olduğunu söylüyordu bize. O sesin sahibi Ayçin Kantoğlu ile Gazze'ye, insanlığa, vicdana dair güzel bir sohbet ettik.
Ayçin Kantoğlu: Hepimiz sanıyorum Gazze gibiyiz
Nasılsınız diyemiyoruz size artık. Sizi çevirilerinizle birlikte tanıyoruz ama bu 25 dakikalık konuşmanız aslında bize çok önemli şeyler öğretti. Sizi daha yakından nasıl tanıyabiliriz? Ayçin Kantoğlu kimdir, neler yapıyor, neler yaptı?
Ayçin Kantoğlu: Çok teşekkür ederim, başa dönerek cevaplayayım. Gerçekten hepimiz sanıyorum Gazze gibiyiz. Nasılsın sorusunun karşılığı buna döndü gibi. Onlar kadar iyiyiz. Ancak olabildiğimiz bu. Şahit olduğunuz yirmi küsur dakikalık bir konuşmaydı. Gelen tepkilerden dolayı elbette hem onore oldum hem de ümitlendim. Büyük bir sıkışmışlığımızın ifadesine dönüştü. Tabii olarak da insanlar beni merak ettiler. Çünkü çok gördükleri bir yüz değildim. Oldukça duygusal da bir konuşmaydı sizin de malumunuz. Ondan sonra da beni takip ettiler. Sanal - sosyal mecralarda birtakım hesaplarım vardı. Çevirilerle alakalı açmıştım. Buraya teveccüh gösterdiler. Sonra bir tatsızlık oldu, hesaplarım tahmin ediyorum bu konuşma sebebiyle askıya alındı. Ama yenisini açtım. Yine oraya da teveccüh gösterdiler. Kendimle ilgili tabi insana sorulan zor bir sorudur kendini tarif et sorusu. Ama çok kısa olarak bir özetlemeye çalışayım. 1972 yılı doğumluyum. İstanbulluyum. İtalyan Lisesi mezunuyum. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdim. Daha sonra çalışma hayatına atıldım. Bir yüksek lisans yapma arzusu belirdi ama kendi branşımda değil de edebiyat - sosyoloji gibi alanlarda çalışma tercihinde bulundum. İstanbul Üniversitesi'nde Antik Çağ Dilleri ve Kültürleri bölümünde Latince dilinde yüksek lisans çalışması yaptım. Emekliyim. Aslında çeviriye emeklilikte başladım diyebilirim. Önemli bir İtalyan düşünürün, İtalyanca dilinin babası olarak belirtilen bir ismin çok önemli bir eserini Türkçeleştirdim. Tanınmam da bu vesileyle oldu. Ama bu kadar geniş kitlelere ulaşmamın altında elbette Gazze konusunda memleketteki insanın aslında biraz sesi olan bir konuşmayı yapmış olmak vesile oldu, diyelim.