"İçimizi dışımızla denk hale getirmemiz lazım"
7 Ekim'den bu yana yaşanan soykırım vahşeti, 75 yıllık bir davanın izlerini taşıyor. Herkes bir şekilde elini taşın altına koymaya çalışıyor, çabalıyor. Bu noktada yol göstermeye yardımcı olacak kişiler ilk olarak aklımıza geliyor. Bizler de; Gazze'de yaşanan katliama Müslümanlar olarak nasıl ses çıkarabiliriz, boykotu yaşamımızda nasıl uygulayabiliriz, çocuklarımıza Kudüs bilincini nasıl aşılayabiliriz" sorularını Merve Safa Erbaş Likoğlu'na sorduk.
Betül Sav: 7 Ekim'den bu yana yaşanan olaylardan genel bir değerlendirme ile başlasak neler söylersiniz?
Merve Safa Erbaş Likoğlu: Olayların 7 Ekim'de başlamadığını söylerim. Olay 75 yıllık bir olay. 7 Ekim'den başlatırsak "neden üzerine saldıracağını bile bile Hamas bunları yaptı?" diyebiliriz ama 75 yıl önceden başlatırsak hadiseyi, hatta II. Dünya Savaşı'ndan ve ondan sonra kurulan cemiyetlerden, Balfour Deklarasyonu'ndan bahsedersek, biraz daha makul anlayabiliriz meseleyi. Orada bir işgal var. Bir sözde devlet var. Devletler bir araya gelirler ve belli anlaşmalar üzerinden hareket ederler. Reel politik diyoruz buna. Fakat benim okuduklarım en az yüz yıl geriden gelmeli ki ben bir meseleyi tam olarak anlayabileyim. Yüz yıl önceye gidersek ve oradan buraya doğru gelirsek, gördüğümüz şeyin adı tam olarak işgaldir. İnsanlar vatanlarını savunuyorlar. Vatanlarının bir köşesine sıkıştırılmış durumdalar. Rabbim kurtuluş ve fetih nasip etsin onlara.