Bir maneviyat iklimi: Bayram

◾ Müslümanlar İslam dini tarafından belirlenen Ramazan ve Kurban Bayramı olmak üzere senede iki defa bayram idrak ederler. Bu bayramlar insanın manevi yönünü kuvvetlendiren ve toplumsal bağları sağlamlaştıran unsurlardır. ◾ Ramazan Bayramı üç gün, Kurban Bayramı ise dört gündür. Ramazan ayını oruçlu geçiren Müslümanlar, bu kutlu ayın bitişini bayram ile taçlandırırlar. Dünyadan Ramazan Bayramı manzaraları ◾ Hicretin ikinci senesinde oruç ibadetinin Müslümanlar üzerine farz kılınması sebebiyle hicri Şevval ayında ilk Ramazan bayramı idrak edildi. ◾ Miladi 624 senesine tekabül eden bu tarihten itibaren İslam dünyasında Ramazan bayramı idrak edilmeye başlandı. Hakeza Kurban bayramı da hicri ikinci senede kutlanmaya başlanır. Manevi bir hazırlık: Arefe ◾ Bizzat Efendimiz (SAV) tarafından idrak edilen bayramlar bir sapma ve bozulmaya uğramadan günümüze dek varlığını sürdüren önemli dini günlerdir. ◾ Bayramlarda tüm İslam ümmeti kaynaşır. Bu kaynaşma tüm sınıf farkları ortadan kaldıran, maneviyatı öne çıkararak Müslümanların aynı bahçenin çiçekleri olduğunu hatırlatan müstesna günlerdir. Bayramda bizi bekleyenler: Darülaceze ◾ Bayramlar aynı zamanda bir sosyalleşme ortamlarıdır. Sıla-i rahim kavramının ziyadesiyle idrak edildiği bayramlar, bilhassa büyüklerin ziyaret edildiği zamanlardır. ◾ Hayat telaşesinin bize unutturduğu yaşlılar özelikle bayramlarda akrabalarının ve yakınlarının ziyaretini beklerler. Aileler de bu hassasiyete bayramlar da daha dikkat eder. Padişahların asırlık geleneği: Bayram alayı ◾ Bayram namazları senede iki defaya mahsus olarak eda edilir. Bilhassa ailenin bütünleşmesi açısından bayram namazı ehemmiyetli yer tutar. ◾ Çocuklar için bambaşka bir yeri olan bayramlar, bir aile buluşması, tatlı ve harçlık demektir. Evvelden alınan bayramlıkları giyerek büyükleri ziyaret eden, arkadaşlarıyla buluşan çocukların zihin dünyası bayramı bir şenlik olarak kabul eder. ◾ Bu şekilde çocukların zihninde kodlanan bayram, dini ve geleneksel bir gün olarak nesiller boyu devam eder. Bu seçkin günler çocukların dimağında güzel hatıralar olarak yer eder. ◾ Efendimiz (SAV) bayram günlerinde tıpkı Cuma günleri gibi gusül abdesti alırdı. Tam bir temizliğe önem veren Resul-i Ekrem (SAV) Müslümanların da bu kıymetli günlere önem vermesini tavsiye ederdi. Temiz elbise giymeyi ashabına tavsiye ederdi. ◾ Bayramlar bir toplumsal bütünleşme ve beraber bulunma günleri oldukları için Resulullah (SAV) bayramları çok önemserdi. Bayram namazı için hanesinden çıkmadan evvel hurma yer, oruç tutulmamasını salık verirdi. Bayram mesajları ◾ Eski devirlerde camilerde bayramlaşma adeti ile başlayan bayramlar, kendi içerisinde bir düzene sahiptir. Bayramlaşmanın ardından ailecek yapılan kahvaltı manevi ve maddi bir bütünleşmeyi ifade eder. ◾ Kahvaltının ardından başlayan ziyaretler ise bir toplumsal bütünleşme ve sosyal birlikteliktir. İnsanlar geriye dönüp baktıklarında en mutlu günleri olarak bayramları anımsarlar. Bayramlaşma adapları Osmanlı'da bayram ◾ Padişahlar evvela Hırka-i Saadet Dairesi'ne gider ve aşr-ı şerif dinlerdi. Ardından saraya geçen Sultan selatin camilerden birinde bayram namazını eda ederdi. ◾ Cami'ye gidişte padişahlara 'bayram alayı' eşlik ederdi. Bu alay sırasında padişahın gösterişli giyinmesi adettendi. Bu şekilde devletin gücü temsil edilirdi. Osmanlı'da bayram ◾ Yine Osmanlı Sultanları tebaasını düşünerek büyük şenlikler tertip eder ve halka ikramlarda bulunurlardı. Meddahlar, hayalbazlar, orta oyuncuları hünerlerini bu şenliklerde gösterirdi. ◾ Padişah otağı şenliklerin tam ortasında olur ve merkeziyeti temsil ederdi. Mehter takımı şenliklerde önemli bir yer tutar ve musiki eşliğinde dinleyenleri mest ederdi. Aynı zamanda davulcular bayrama kavuşulduğunu ilan etmek için sokaklarda dolaşırdı.