İslamofobi nereye gidiyor?

İslamofobi, sözlük anlamı ile ele alındığında 'İslam korkusu' manasına gelir. Müslümanlara yönelik ayrımcılık, nefret, düşmanlık ve kin besleme gibi durumlar İslamofobi kapsamındadır. 💠 İslamofobi, psikolojik ya da bireysel bir fobi değildir. Daha çok İslam dini ve bu dinin mensubu Müslümanlar hakkında toplumsal bir kaygının varlığı ya da bu kaygının oluşturulması söz konusudur. 'Yabancılara' ve ideolojik anlamda 'ötekilere' karşı duyulan korku ve nefreti tanımlamak amacıyla kullanılan yabancı korkusu zenofobi ile başlayan İslamofobi, zaman içinde İslam karşıtlığı olan 'anti-İslamizm'e ve sonrasında ise Müslüman nefreti 'İslamodium'a doğru evrilmiştir. Müslümanlar, şiddet, çatışma ve terör olayları gibi meydana gelen her türlü olumsuz durumun müsebbibi olarak gösterilmeye başlandı. 💠 Kavram açısından ele alındığında İslamofobi, son yüzyılda ortaya çıkan bir ifadedir. İlk olarak 1925 yılında kaleme alınan 'İslamofobi Hezeyanı' adlı makalede Fransız mühtedi Etienne Dinet ile Slima Ben İbrahim tarafından kullanıldı. Yakın geçmişe bakıldığında ise Soğuk Savaş sonrası İslam düşüncesi ve Müslümanlar, Batı tarafından 'yeşil tehlike' olarak konumlandırıldı. 2000'li yıllara gelindiğindeyse Batı'nın güdümündeki uluslararası medyanın da etkisiyle İslam, terörle özdeşleştirilmeye başlandı. 📌 Murat Şimşek'in kaleminden: İslamofobinin tarihsel kökleri nereye uzanıyor? İslamofobi, medyanın yanı sıra akademik sahada da kurgulanıp kışkırtılan bir unsur olarak karşımıza çıktı. 💠 Dünyada İslam algısı üzerine olumsuz imaj üreten ve İslamofobi için meşruiyet alanı kazandıran isimlerin başında Oryantalist Ortadoğu uzmanı, George W. Bush'un da başkan olduğu dönemde danışmanlığını yapan Yahudi asıllı Bernard Lewis geliyor. 📌Ortadoğu'yu kana bulayan sürecin mimarı: Bernard Lewis İsrail yanlısı tezleri ile tanınan ABD'li tarihçi ve yazar Daniel Pipes, Ortadoğu tarihçi ve analisti Martin Kramer ve ABD'li gazeteci ve yazar Stave Emerson gibi isimler de İslam ve Müslümanlar üzerinde olumsuz imaj üreten diğer yazarlardan. Oluşturdukları tablo ile ötekileştirici, tehdit algısına dayalı bir İslam perspektifi çizerek, 'medeniyetler çatışması' teorisine atıfta bulunuyor ve sorunun kökenini, İslam'ın 'çatışmacı bir dünya arzu ettiği' iddiaları ile kurguluyorlardı. 📌Murat Şimşek'in Düşmanlığı körükleyenler yazısı için tıklayın. New York'un simge yapılarından biri olan ve 11 Eylül saldırılarında yıkılan İkiz Kuleler, terörizmin sembolü haline getirildi. 💠 Saldırıların gerçekleştiği dönemde ABD'nin başkanı George W. Bush'tu. Bush, bu saldırıları derhal 'medeniyetler çatışması' olarak nitelendirdi. Terör eylemlerini lanetlediğini açıklayan Bush, tüm dünya liderlerine saflarını seçmeleri çağrısı yaptı ve şöyle seslendi: 'Ya bizdensiniz ya da onlardan!' Ardından gerçekleştirilen saldırılar, Afganistan ve Irak işgallerinin gerekçesi haline getirildi. 📌 11 EYLÜL SALDIRISI NEDİR? 11 Eylül 2001'de ABD'de iç sefer gerçekleştiren dört yolcu uçağı El Kaide üyesi 19 kişi tarafından kaçırıldı. Amerikan Hava Yolları'na ait yolcu uçağı, saat 08.46'da ABD'nin New York kentinde bulunan Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesine çarptı. Bina, çarpmadan tam 102 dakika sonra yıkıldı. Saat 09.02'de ise ikinci bir uçağın Dünya Ticaret Merkezi Güney Kulesine çarpması sonucu bina, 56 dakika sonra yerle bir oldu. Saldırılarda, toplam 2 bin 996 kişi yaşamını yitirdi. Yaklaşık 200 kişi, son bir kurtulma ümidiyle kendilerini 400 metre yükseklikten aşağı atarak hayatını kaybetti. Amerikan ekonomisi ise 10 milyar doların üzerinde maddi hasar gördü. 📌11 Eylül saldırısında neler yaşandı? Batı'nın elinde bulunan uluslararası haber ajansları, 11 Eylül sonrası peş peşe yayınladıkları haberlerde saldırılardan 'İslamcı teröristlerin' sorumlu olduğu yönünde yayınlar yaptılar. 💠 Avrupa ve ABD'de yaşayan pek çok Müslüman, bu haberlerin ardından sosyal hayatta ayrımcılığa, ırkçılığa ve hatta saldırılara maruz kaldılar. Ayrıca terör saldırıları gerekçe gösterilerek, olağanüstü güvenlik tedbirleri alındı. 'Teröre karşı mücadele' kılıfıyla şekillenen uluslararası politikalar, Müslümanların yaşadığı bölgelerde de etkili olmaya başladı ve çoğu 'ayrımcı' politikaların sonuçları günümüze dek ulaştı. Böylece dünya 'İslamofobi' kavramıyla tanıştı. 📌 11 Eylül saldırısından sonra en büyük yarayı, Ortadoğu coğrafyası ve İslam âlemi aldı. 11 Eylül'ün ardından İslamofobi anlayışı yükselişe geçti ve her türlü şiddet ve terör olayları ile Müslümanlar özdeşleştirilmeye başlandı. 💠 İslam'ın Batı'nın ortak değerlerine uymadığı iddiası, Batı'nın kültürel ve dini yapılarından İslam'ın aşağı olduğu fikri ve İslam'ın bir inançtan ziyade vahşi ve geri kalmış bir ideoloji olduğu algısı oluşturulmaya çalışıldı. İslamofobik eylem ve söylemler pek çok uluslararası kuruluş tarafından ırkçılık, nefret söylemi ve insan hakları ihlali olarak değerlendirilse de Batı ülkelerinde İslam'a yönelik olumsuz yaftalamalar; Müslümanlara yönelik terörizm suçlamaları, ayrımcı ve ırkçı davranışlar yıllar boyu devam etti. Avrupa'da 'normalleştirilmiş bir ırkçılık' türü olarak İslamofobi, Müslümanlara yönelik hak ihlali durumunu çoktan aşmış durumda. 💠 Okul, iş yeri, cami, toplu taşıma araçları ve sokaklarda Müslümanlara yönelik fiziki saldırıların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Siyasi partiler, ideolojilerini İslam karşıtlığı üzerinden kuruyor. Küresel bir eğilim olarak İslamofobi adeta 21. yüzyılın ideolojisi haline getirilmeye çalışılıyor. 📌 Murat Şimşek'in kaleminden: İslam, barış, savaş ve terör Avrupa'nın pek çok ülkesinde hükümetler ve siyasi partiler, Müslümanları doğrudan hedef alan uygulamaları yasallaştırıyor veya bu minvalde yasalar talep ediyorlar. 💠 📌Avusturya'da 14 yaşın altındaki kız öğrencilere başörtü yasağı getirilmek istendi. Teklif 'temel haklar' çerçevesinde reddedildi. 📌Belçika'nın bazı bölgelerinde 1 Ocak 2019 itibariyle helal et kesimi yasağı yürürlüğe girdi. 📌Çekya'da İslam'ın ve başörtünün yasaklanmasına ilişkin girişimler mecliste destek bulamadı. 📌Hollanda'da Özgürlük Partisi, cami inşası, Kur'an-ı Kerim basılması gibi İslami unsurların yasaklanmasını istedi. Avrupa'da geliştirilmeye çalışan ve Avrupa kültürünü İslami geleneklerin yerine geçirmeye çalışan Avrupa İslam'ı Projesi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından benimsenen bir proje oldu. 💠 Fransa'da Müslümanları ve İslami kuruluşları hedef alan saldırılar, siyasilerin kışkırtmalarıyla her geçen gün artıyor. Cumhurbaşkanı Macron ise 'Avrupa İslam'ı' projesinin alt versiyonu olan 'Fransa İslam'ı' projesinin en hararetli savunucularından. Macron, 'İslam bugün dünyanın her yerinde krizde' ve 'Planladığımız stratejinin dördüncü ekseni, Fransa'da aydın/aydınlatılmış bir İslam inşa etmektir; dış etkilere bağlı İslam'a ihtiyacımız yok' şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Ayrıca 'Türkiye, Fas ve Cezayir'in imamlarını eğitmesine son vereceğiz' diyerek kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirecekleri bir din anlayışı kurmayı hedefliyor. 📌 'İslam'ın yapılandırılmasını' kendisine misyon edinen Macron, attığı adımlarla Fransa'da Müslümanları tamamen sindirip asimile etme amacı taşıyor. #İslamofobi, Batı ülkeleri üzerinden tartışılsa da konunun etki alanı, küresel güçler ve medya ile her geçen gün genişliyor. Öyle ki 'yerli İslamofobi' diyebileceğimiz son örnekle #Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlerde karşılaştık. https://t.co/kWgZFCwbsX— Fikriyat (@fikriyatcom) February 9, 2021 İslamofobi, her ne kadar Batı ülkeleri üzerinden tartışılsa da bu konunun etki alanı küresel güçler ve medya ile her geçen gün genişliyor. 💠 Modernizasyon adı altında Batılı değerlerin yaygınlık kazandığı günümüzde, Müslüman ülkelerde de İslamofobik eylemler ve söylemler gün yüzüne çıkabiliyor. Seküler elitlerin İslam coğrafyalarında uygulamaya çalıştıkları geleneksizleştirme ve İslamsızlaştırma politikaları, yerli İslamofobiye sebep oluyor. Türkiye özelinde bakıldığında Osmanlı döneminden itibaren başlayan Batıcılık faaliyetlerinin Cumhuriyet Türkiye'si ile de devam ettiği; Batı'nın toplumsal ve fikirsel anlamda ulaştığı seviyeyi, erişilmesi gereken hedef olarak gören ve İslam'ı bu anlamda 'engel' olarak telakki eden bir anlayış söz konusu. 📌 28 Şubat'ın yaşandığı, İslam'a hakaret eden Charlie Hebdo karikatürlerinin ulusal gazetede yayımlandığı Türkiye'de İslamofobik faaliyetlerin bir diğer örneği de geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlerde karşımıza çıktı. 'Demokratik bir hak arayışı' (!) iddiası ile bir grup protestocu, Kâbe-i Muazzama'nın da içinde bulunduğu Mescid-i Haram bölgesine ait bir resmi manipüle ederek İslam'a hakaret ettiler. Kâbe'nin yerine Şahmeran figürü konulan resmin kenarlarına ise LGBT sembolleri eklendi.

İslamofobi nereye gidiyor?

İSLAMOFOBİ NEDİR?