İyilerle birlikte olmak bize nasıl bir katkı sağlar?

'Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır.' Al-i İmran Suresi 110. Ayet 🔶 Kur'an-ı Kerim, insana iyiliğin emredilmesini; 'marufun emredilmesi herkesçe iyi görülen veya çoğunlukça iyi görülenin emredilmesi' olarak anlatır. 🔶 Bunun için de temiz bir toplum oluşmasını ister. Aynı zamanda hayra ve iyiliğe davet eden, kötülüğü ortadan kaldıran bir topluma ihtiyaç duyulduğunu ifade eder. 🔶 İyiliğe, hayra, güzelliğe çağırmak için insan; öncelikle kendisi iyiliği yaşamalı ve kötülüklerden sakınmalıdır. Evvela insanın kendisine iyiliği emretmesi ve sakınması bir başkasına kötülük yapmamasını da sağlar. İyiliği emretmek, buyurmak anlamına mı gelir? 🔶 İyiliği emretmek buyurmak anlamında değil, iyiliği icra edebilme gayretinde, yaşatabilme çabası içinde olma anlamına gelir. Bu şekilde toplum, iyilik toplumu olma yönünde bir adım atmış olur. 🔶 'İkaz' sözcüğü, 'yakaza' sözcüğü ile akraba bir kelime olup 'uyandırma' anlamına gelir. Ebu Said el-Hudri (RA) Resulullah (SAV) şöyle buyururken işittim der: 'Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.' (Müslim, Îmân 78 - Tirmizi, Fiten 11 - Nesâî, Îmân 17) 🔶 İnsanın kendisinde başlattığı iyilik seferberliği zamanla toplumu da etkiler. Böylece 'iyiliği yayma, kötülükten men etme' ilkesi toplum tabanında yayılım gösterir. 🔶 Vav TV'de yayınlanan 'Kürsü' programında Çatalca Vaizi Dr. Masum Vanlıoğlu, 'Müslüman iyiliği emredip kötülükten sakındırmak için neler yapmalıdır?' konusunda önemli izahatlarda bulundu: 'İnsanoğlu hayata bakarken Allah ona yaratılıştan bir fıtrat verdi. Fıtrat dediğimiz nedir? İnsanın insan hakkında kötü düşünmesine fırsat vermeyen özelliktir. Peki, ne zaman kötüye dönüşüyor bu? Ben üstünüm demek başlayınca; benim isteklerim yerine gelmeye başlamalı, her şeyin sahibi ben olmalıyım, en güzel benim, en güçlü benim, en önemli benim, demeye başlayınca... Enler öne geçince zulüm başlar, vahşet başlar.' 'Enler öne geçince zulüm başlar, vahşet başlar.' 🔶 İnsanlar yaratılış itibarıyla güzel özelliklerle dünyaya gelirler. Zamanla fıtrat bozulur. Dr. Masum Vanlıoğlu: 'İnsan bir müddet sonra kıskançlık duygusuyla baş başa kaldığında, kendisini öne çıkarmaya başladığında, ona iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak gibi bir muamele gerekiyor. Bu muameleyi de Allah kulunu yaratırken kulunun mayasında farklı irade gösterebilme özelliği olduğunu bildiği için Hz. Adem'in (as) önüne bir fırsat sundu. 'Cennette her türlü nimetten yiyin için. Ama 'bu ağaca yaklaşmayın' emrini verdi. Onlar oraya yaklaştıktan sonra hadise nereye döndü; zellesine döndü, hatasın döndü ve cennetten ayrıldılar.' cümleleri ile bu gerçekliğe ışık tuttu. 'Kötülüğü engellemek iyilik yapmaktır' Biz iyilerle beraber olmanın fırsatını nasıl elde edeceğiz? 🔶 İyilerle beraber yaşayanların dünyası kolaydır. Çünkü insan iyilerin yanında hep iyilik görür. Aynı zamanda insanın muhatap oldukları kişiler iyi insanlar olmalı ki böylece başkasını uyaracak kıvama gelebilir. 🔶 İnsanlara iyiliği öğretmek istiyorsak kendimize iyiliği öğretmeye başlamalı ve sonra o insanlara örnek olmak zorundayız. Herkes kendi dağıtmaya çalıştığı şeyi önce kendi yaşamaya başlayacak. Ancak şu mümkün; Bireysel ferdi olarak iyi yaşayan Müslümanlar örnek olmalı Devletin en üst organından en alt organına kadar her kurum, iyiliği anlatan broşürlerle yazılarla aynı zamanda iyilik tavırları sergileyen kişilerle örnek olmalı ve iyi işler yapmalı Eğitim veren kurumlar örnek olmalı Sivil toplum kuruluşları faaliyet icra etmeli 🔶 Bunların hepsi birleşirse sonuç alınır. Tek başına olması çok güçtür. Toplumu iyiliğe götürmenin yolu hep birlikte çalışmaktan geçer. 'İçlerinden bir topluluk, 'Allah'ın helâk edeceği yahut şiddetli bir azapla cezalandıracağı kimselere ne diye öğüt veriyorsunuz sanki!' deyince onlar, 'Rabbiniz katında bir mazeretimiz olsun diye; bir de sakınıp çekinirler ümidiyle' şeklinde cevap verdiler.' A'râf Suresi 164 . Ayet 🔶 Dinin dörtte biri vaaz ve irşattır; doğru anlam verdiğinde ise dininin dörtte biri ihlas ve samimiyettir. Öyleyse din nasihattir, nasihat ise samimiyettir. ➡ Ebû Rukayye Temîm İbni Evs ed-Dârî' den (ra) rivayet edildiğine göre, Nebî (SAV): 'Din nasihattır' buyurdu. Biz kendisine: 'Kimin için nasihattır?' dedik. Peygamber Efendimiz (sav): 'Allah, Kitabı, Resûlü, Mü'minlerin yöneticileri ve tüm Müslümanlar için nasihattır' buyurdu. (Müslim, Îmân 95 - Buhârî, Îmân 42 - Ebû Dâvûd, Edeb 59 - Tirmizî, Birr 17 - Nesâî, Bey'at 31) 'İnsan kendisine çevresine iyiliği ne kadar sunabiliyorsa o kadar başarılı olur.' 🔶 İyiliği başarmak kolay değildir. Ama 'kötülüğü engellemek iyilik yapmaktır.' Toplumu iyiliğe götürebilmek için toplum içinde örnek şahsiyetler olması gerekir. Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi: 'Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!' şuurunda bir gençlik... Kim var denildiğinde, sağına ve soluna bakmadan, fert fert 'ben varım' diyen bir gençlik, olması lazım. 🔶 İnsan çevresine iyiliği ne kadar sunabiliyorsa o kadar mutlu olur. İnsanların iyiliği, hayrı öğretmesi gerekiyor. Peygamberimiz (SAV) zamanında Hılfu'l Fudul vardı. 'Erdemliler Cemiyeti' anlamına gelen Hılfu'l Fudul, Araplar arasında süregelen gergin ortamda güvenliğin sağlanması, zayıfların korunması, zulmün önlenmesi için 'toplumda sözü geçen ve iyi niyetli' kişilerin önderliğinde kurulan, Peygamberimizin (SAV) de üye olduğu bir cemiyetti. Bu topluluk insanın iyiliği hayrı çevresine öğretmesi, kötülüğe engel olmaya çabalaması 'iyiliği emredip kötülükten sakındırma'sının en güzel örneğidir ve bu da fert olarak 'her kötülüğü ortadan kaldırmakla sorumlu' olduğumuzu gösterir. 'Kötülükten uzak kalmanın yolu çevremize iyileri toparlayabilmek için mücadele vermek ve bir de iyilerin çevresinde yer alarak kendimizi korumaktır.' 🔶 Kötülükten uzak kalmanın yolu çevremize iyileri toplayabilmek için mücadele vermek ve bir de iyilerin çevresinde yer alarak kendimizi korumaktır. 🔶 İyilik ilkesi uyarınca: Dilimize seçtiğimiz kelimeleri konuşurken iyilikten seçmeli, Yaptıklarımızı çevremizden bizi örnek alacaklara iyilik olarak göstermeli, Katıldığımız herhangi bir sosyal etkinlikte iyiliğimizi öne çıkarmalı, Günahların işlendiği meclislerden elimizden geldiğince uzak kalmalıyız ki iyilikleri inşa eden bir toplum kurmalıyız.