En gözde taş ve bir Ata mirası

Tesbihin sanat eseri olarak kullanılması, ilk defa Türkler'de görülmektedir. İstanbul'un teşbih anlamında en zengin olduğu dönemler 16. yy'ın sonlarına isabet ettiği düşünülmektedir. Tesbihlerin en güzelleri İstanbul'da yapılmıştır. Arabistan'da yapılan tesbihler ise estetikten oldukça uzak ve sadedirler. Türk-İslam tarihinde tesbihlerin kullanımına göre farklı isimlerle adlandırıldığı görülmüştür. Bunlar; -Padişah Tesbihleri -Vüzera Tesihleri -Vükelâ Tesbihleri -Zengin Tesbihleri -Fukara Tesbihleri YERYÜZÜNDEN SİLİNEN FARKLI AĞAÇ TÜRÜNÜN İNSANLIĞA ARMAĞANI Kehribar, fosilleşmiş ağaç reçinesidir. Genellikle de kozalaklı ağaçlarda ve tropikal çiçekli ağaçlarda görülür. En kaliteli kehribar, İskandinav ve Baltık Denizi'nden çıkarılmaktadır. Bazı süs eşyalarında kullanılan bu maddenin, açık sarıdan kızıla kadar birçok rengi bulunmaktadır. Sadece rengi değil, madde yapısı da değişkenlik gösterebilmektedir. Bir tesbihi özel ve değerli kılan en önemli şeylerden biri işçiliğinin yanı sıra hiç tartışmasız yapımında kullanılan taştır. Kehribar taşı sanılanın aksine bir mücevher değil 40 milyon yıl önce ölen ağaçların fosilleşmiş reçinesidir. Öyle ki kehribarlar, tarih öncesi böcekleri bile içinde saklamıştır. İnsanların binlerce yıldır, deniz kıyılarından, akarsulardan, alüvyon ve hatta bataklıklar arasından topladıkları bu değerli taş yeryüzünden silinen onlarca farklı ağaç türünün insanlığa armağanı olmuştur. Polonya, dünyanın kehribar ülkesi olarak kabul edilmektedir. Sadece kehribarların sergilendiği müzeleri bile görmek mümkün. Kehribarın 256 farklı tonu bulunmaktadır. Taş çağından beri güzelliği kadar değerli olan Kehribar taşı 150 C'ye kadar ısıtılırsa yumuşar, Isıtılan kehribar rengini değiştirerek kızıllaşır. Bununla birlikte Almanlar taşın bu özelliğini keşfetmiş olacak ki kehribarı 'yanan taş' olarak adlandırmışlardır. KEHRİBAR TESBİH ÇEŞİTLERİ VE SAĞLIK ADINA ÖNEMİ Oluşumu çok uzun yıllar süren kehribarların en bilinenleri damla kehribar, fosil kehribar, sıkma kehribar ve ateş kehribar çeşididir. Damla kehribar, Çam ağacı reçinesinin fosilleşmesiyle oluşurken yapışan böceklerin, kehribar ile birlikte fosilleşmesiyle fosilli kehribar meydana gelir. Kehribar tozlarının sıkıştırılması ile sıkma kehribar, şeffaf ve saydam bir yapıya sahip olan taşa ise ateş kehribarı adı verilmiştir. Bugün çoğunlukla takı, tesbih ve süs eşyalarında gördüğümüz kehribar, geçmiş zamanlarda boğmaca tedavisinde kullanılmıştır. Antik Roma döneminde akıl hastalıklarının tedavisinde kullanılan kehribar Çin'de sakinleşterici, ağrı kesici bir ilaç olarak kullanılırken Almanlar ise kehribar tanelerini bebeklerin üzerine koyarak dişlerinin acısız ve güçlü çıkmasını sağlamıştır. Amber adı ile de bilinen kehribar, özellikle çağımızın hastalığı olan çeşitli sinir hastalıkları, ani öfke nöbetleri, duygusal travmalar ve depresyona neden olabilecek etkenleri engeller, bireyin ruhsal ve zihinsel olarak rahatlamasına yardımcı olur. Aynı zamanda yapılan araştırmalar sonucu kehribarın, kalp krizi riskini minimuma indirdiği açıklanmıştır. Kehribar tesbih tutkunları tarafından da Türkiye'de en çok tercih edilen modeller arasında yer almaktadır. Kehribar günümüzde en şifalı taşlar arasında yer almaktadır. Sindirimden, guatr hastalığına, ruh sağlığından romatizmal ağrılara iyi geldiği uzmanlar tarafından dile getirilen kehribar taşının hayatımızdaki yeri bu nedenle çok önemlidir. Kehribar gerek aksesuarlarda gerek tesbih modellerinde sıkça kullanılmaktadır. TESBİH KALİTESİNİ TEST ETME YÖNTEMLERİ Aseton testi ile öğrenme: Küçük bir pamuk parçasına birkaç damla aseton damlatın ve kehribar tanesinin üzerine bırakın. Aseton buharlaştıktan sonra gerçek kehribarda hiçbir etki görünmez. Sahte kehribarda ise yapışkan bir yüzey oluşacak ve parmak iziniz sahte kehribar tanesi üzerinde kalacaktır. Bu test aynı zamanda sentetik ve plastik ürünler için de kesin çözüm veren bir testtir. Tuzlu su yöntemi ile öğrenme: Bir miktar suya sofra tuzu katın ve güzelce karıştırın. Gerçek kehribarlar su üzerinde kalacak, sahte kehribarlar ise batacaktır