Köyün Sessizliğindeki Tefekkür
Çocukluğu köyde geçmiş, tatil dendiğinde aklına farklı bir alternatif gelmeyen biri için "köy" kavramı çok fazla anlam teşkil eder. Samimiyet, huzur, aile, babaanne, dede, hatıra, çocukluk diye diye listeyi uzun uzadıya ilerletebiliriz. Ama içlerinde öyle bir kelime var ki yaşamın amacını, benliğimizi, insanlığımızı bize tekrar tekrar, olabilecek en güzel haliyle hatırlatır. Evet, tefekkür nimetini doyasıya yaşayabileceğimiz nadide yerlerden biridir köylerimiz...
Çocukluk hatıralarıyla dolu bir sandık
🔹 Köy denince kiminin aklına çocukluk hatıralarıyla dolu bir sandık kiminin aklına değerlerine sahip çıkmak kiminin aklına da sessizlik gibi tanımlar gelir. Herkesin, kalbinde sakladığı bir köy olmasından ötürü sayfaları aşıp giden tanımlar yapmak mümkündür. Halbuki yakın bir süre önce bazılarımızın gideceği bir köyü olmadığını öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Çocukluğu köyde geçmiş biri için normal bir karşılama oluyor neticede. Her ne kadar göçmeye mecbur kalsa da ayağının birini kendi toprağında bırakan, önünde sonunda doğduğu yere geliyor.
🔹 Düşünsenize şehrin kalabalığında doğuyorsunuz ve hayatınız boyunca orada yaşıyorsunuz. Yeşilin, sessizliğin hakim olduğu yerlere turist olarak geliyorsunuz. Kendinizi oraya ait hissetmeniz, sahiplenmeniz çok uzak şeyler. Uzun süreler boyunca buralarda vakit geçirmeniz lazım ki gittiğiniz memleket her neresiyse sizi kabul edebilsin. Tabi bu satırlar sadece 4 yıl köy yaşamını deneyimlemiş birinin kaleme aldığı satırlar. Köyde doğup yetişen biri için neler ifade ettiğini tahmin edebilirsiniz.