Ümit Meriç'ten alıntılar

'Ne ki olmuştur iyidir, ne ki olacaktır iyidir.' 'Öğrenilen ve öğretilen küçük ve birbirinden kopuk gerçeklerden bıktım; keşfedilen 'Allah'ın kurduğu o muhteşem nizamı heceleme gayretinden başka nedir ki ilim?' Çamlıca Kız Lisesi'nin ardından, İstanbul Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nü bitirerek 1969'da aynı bölüme asistan oldu. 'Bize damladaki deniz olma idrakini ver ki, denizdeki damla olmanın hapsinden kurtulabilelim.' Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanlığı ve Sosyoloji Bölüm Başkanlığı görevlerinde bulunan Meriç 1999'da kendi arzusu ile emekliye ayrıldı. 'Bütün namazlar, bir tek namazı bulmak içindir. O namazı yakalayan, ondan sonraki bütün namazları da, o namazı bulmak için kılar.' İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin çeşitli sosyal doku araştırmalarına, İstanbul tarihî yarımada kentsel dönüşüm projelerine uzman olarak katıldı. 'İbn-i Sina boşuna ''Ne öğrendimse, secdede öğrendim'' dememiştir. Secde bir okuldur. Yeter ki, ciddi, devamlı ve dikkatli birer ''talebe '' olalım.' 2010 İstanbul Avrupa Kültür Merkezi Projesi'nde danışmanlık yaptı. 'İnsanın evinde yemek hazırlamasının bir saadet olduğunu bilmeyen o kadar çok insan vardır ki şu dünyada!' Fevziye Hazal Yazan'ın annesi olan Ümit Meriç'in yayımlanan eserleri şunlardır: 'Cevdet Paşa'nın Toplum ve Devlet Görüşü, Babam Cemil Meriç, Türkiye Kanatlarınızın Altında, 21. Yüzyılın Eşiğinde Sosyoloji Konuşmaları, Dualar ve Aminler, İçimdeki Cennete Yolculuk, Seyyahların Aynasında Şehirlerin Sultanı İstanbul, Ebediyetin Huzurunda Ahmet Hamdi Tanpınar (S. Karışman'la birlikte), Işık Batıdan da Gelir.' 'Kavgayı sona erdirmiş gözükenler, aslında onu başlatmış olanlardır.' 'Babam Cemil Meriç' adlı eserinde; düşünen ve yazan Cemil Meriç'ten çok yaşayan Cemil Meriç vardır. Bazen samimi bir dost, bazen asabi bir hocadır. Bazen müşfik bir baba bazen münzevi bir aydındır. Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın. 'Biz ki başları aynı kitaplara eğilen kimseleriz, bizden daha yakın akraba olur mu?' Ümit Meriç'in dualarının, yakarışlarının, şükürlerinin yanı sıra tüm insani duygularını samimiyetle kâğıda döktüğü bir demet nazenin çiçektir, 'Dualar ve Âminler.' Hayatın akışı içinde kimi zaman düştüğümüz açmazları acıları sevinçleri 'kalbi ile akleden' bir teslimiyetle kucaklayıp incelikli bir dil ile yeniden yorumlamamız için açılan bir penceredir. Meriç bu eseri ile, ruhundan yükselen sesi kelime kelime işler ve dua sevdalıları için yeni bir dua makamı kurar. Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın. 'Her asırda birkaç kişi düşünür, diğerleri onların düşündüklerini düşünür.' Kitap aslında, bir söyleşi mahiyetinde... İçindeki duaların hemen hepsi ilhamla kaleme alınmış. Meriç'in ne zaman geleceğini kendisinin de bilmediği bu dualar, bazen bir otobüs penceresinden bakarken bazen de uykuya dalarken zuhur etmiş. Bu duaları kaybetmek istemeyen Meriç, bir kayıt yolu seçmiş, dolayısıyla dualar yaklaşık 20 senenin tuluğ etmiş hali olarak bizlere sunulmuş. Dualar ve Âminler hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın. 'Fikirler kelebekler gibi. Onları hafızaya iğnelemeye kalkınca bir toz yığını haline geliyorlar.' Bir çağın vicdanı olan Cemil Meriç, düşünce dünyasıyla sadece dönemini değil ondan yıllar sonra gelen nesilleri de etkiledi. Balkan Savaşları sırasında Hatay'a göçen bir aileye mensup olan Meriç, burada dünyaya geldi. Lise son sınıfa kadar burada okuyan usta yazar, liseyi İstanbul'da tamamladı. 'Kitap sevenini bulur evlâdım, arayanını bulur. Bunu bütün kitap âşıkları bilir.' Tekrar Antakya'ya dönen Cemil Meriç bir süre öğretmenlik yaptı. Okuduğu okullarda iyi Fransızca öğrendi ve böylece ilerleyen yıllarda çok iyi tercümeler yaptı. Özellikle de lise öğreniminde ünlü Fransız romanlarını çok okudu. Yabancı Diller Okulu'na burslu talebe olabilmek için müracaat etti ve giriş sınavını kazanıp iki yıl okudu. 'Muhteşem bir maziyi, muhteşem bir istikbâle bağlayan köprü olmak isterdim: Kelimeden, sevgiden bir köprü.' 1942 yılında coğrafya öğretmeni Fevziye Menteşeoğlu ile evlendi. Yabancı Diller Yüksek Okulu'nu da aynı yıl bitirdi. Bir süre Elazığ' da öğretmenlik yapsa da ailevi sebepler nedeniyle görevinden ayrılarak İstanbul'a gelerek burada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Fransızca okutmanlığı yaptı. 'Babamla dost olmayı çok isterdim. O da kökünden sökülen bir ağaçtı. Ve yalnızdı. Haysiyetiyle, hâtıralarıyla, irfanıyla yalnız.' Cemil Meriç'in bu kadar renkli, ön yargıların tuzağından temizlenmiş, serâzad (serbest,özgür) düşünceli bir keskin kalem haline gelmesinde çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği Hatay'ın kozmopolit ortamının önemli bir rolü vardı. 'Hürüm! Lâkin asaletin esiriyim. Türkler kadar şefkatli, âlicenap ve nazik bir milletin içinde hür bir esir gibi yaşamak bilsen ne hoş.' Cemil Meriç, Balzac'ı, Rousseau'yu, Hugo'yu Fransızca orijinallerinden okuyup, neredeyse ezberledi. Bu toplumda başarı, insanın ne olduğuna veya nelere sahip olduğuna bağlı olmaktan çok toplumsal ilişkilerine bağlıdır.' Cemil Meriç henüz 4 yaşındayken 4 derece miyoptu. Sonraki dönemlerde gözlerindeki sorun ilerledi ve ortaokula geldiğinde gözlerinin derecesi 10'a çıktı. Yıl 1953'e geldiğinde Meriç'in görme yetisi iyiden iyiye azaldı: 12,5 miyop, kuvvetli hipermetrop... Bir gün aile dostları Ahmet Çipe'yi ziyaret ettikleri sonrasında merdivenlerden düştü Cemil Meriç. Bu düşme sonucunda kahredici şu soruyla karşılaştı eşi Fevziye Hanım: 'Fevziye, hiçbir şey görmüyorum. Elektrikler mi kesik?' Meriç'e göre göklere yükselmiş kartal gibi olan filozof kimdir? 'Anlıyorum ki zalim ve kıyıcı bir gerçekten kurtulmanın tek çaresi reel dünyadan kitaplar dünyasına sığınmak.' 'Milli kültür olmaz; milli irfan olur. Cumhuriyet'in getirdiği kültür, yıktığı ise irfandır.' 'Allah'ım zaman içinde zaman halk eyle ve biz aciz kullarına bu zamanı senin rızana en uygun şekilde kullanmayı nasip eyle!' 'Bize damladaki deniz olma idrakini ver ki, denizdeki damla olmanın hapsinden kurtulabilelim.' 'Bütün namazlar, bir tek namazı bulmak içindir. O namazı yakalayan, ondan sonraki bütün namazları da, o namazı bulmak için kılar.'

Ümit Meriç'ten alıntılar

Ümit Meriç kimdir?