Vahdetin temsili lalenin Türk şiirindeki imgesi
Klasik Türk edebiyatında ilk olarak Mevlânâ'nın şiirleriyle varlığını gösteren lâle, Türkler tarafından asıl vatanı Orta Asya'dan Anadolu'ya getirildi ve bütün dünyaya yayıldı. Klasik Türk şiirinde 16'ıncı yüzyıla kadar yabanî ve taşralı bir çiçek olarak değerlendirilen lâle, özellikle Lâle Devri'nden sonra şairlerin vazgeçemediği temalardan biri oldu.
Vahdetin temsili lalenin Türk şiirindeki imgesi
Farsça la'l kelimesinin "kırmızı" anlamıyla ilişkilendirilen bitki, lâle ismiyle şöhret kazandı. Bugün Avrupa ülkelerinde "lâle" için kullanılan "tulip" veya "tulipe" (Latince: Tulipa ) kelimesinin ise Türklerin başlarına sardıkları "tülbent" ile ilgili olarak, "sarık biçimindeki çiçek" anlamına geliyor.
Doğu şiirinin eski zamanlardan beri vazgeçilmez çiçeklerinden biri olan lale, Osmanlı Türkleri tarafından Lâle Devri'nden önce de biliniyordu. "Damad İbrahim Paşa Devrinde Lâle" isimli yazıda, lâlenin menşei ve tarihçesi ile ilgili olarak; "esas itibariyle bir Şark çiçeği olduğu, umumiyetle yabani nevinin Japonya, Cenûbî ve Orta Asya ile Kafkasya'nın, İrân'ın ve kısmen Türkiye'nin bazı müsait yerlerinde yetiştiği" ifade edilmektedir.