'Zekâ ölçüsü' üzerinde alışkanlıkların etkisi

IQ teriminin, psikometri testleri uygulanarak elde edilen bir 'zekâ ölçüsü' olduğunu unutmayın. Herkes bu ölçüyle veya uygulanmasından yapılacak çıkarımlarla hemfikir olmasa da bazı alışkanlıkları olan insanların daha düşük skorlar aldığı ortada. IQ'nuzu düşüren alışkanlıklar, yeme alışkanlıklarınız ve genel olarak hayat biçiminizle alakalıdır. Araştırmalar, yaptığınız bazı aktivitelerin sistematik bir biçimde bilişsel yeteneklerinizi etkileyebileceğini ortaya çıkardı. Her gün tükettiğimiz yemekler yüksek oranlarda doymuş yağ içerebilir. Bu yağlar, süt ürünlerinde, yağlı etlerde ve sosislerde bulunuyor. Bilim, bu tip yağların dolaşım sisteminin işlevselliğine zarar veren 'kötü kolesterol'ü artırarak kardiyovasküler sistemi etkilediğini ortaya koydu. Bunun sonucunda kan akışı azalıyor, bu da beyine giden oksijenin azalmasına ve fonksiyonunun azalmasına neden oluyor. Ek olarak da, merkezi yürütmenin müdahale ettiği birçok sürece zarar vererek ruh halimizde mutsuzluk gibi negatif duyguların artışıyla sonuçlanan değişikliklere yol açıyor. Nörolog Earl Miller, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde bir araştırma yaptı. Araştırma, çok görevlilik gibi bölünmüş bir dikkat ile çalışmanın etkileri üzerine odaklandı. Sonuçlar ise gayet açık. Araştırma, beynin çok görevli olmaya uygun bir şekilde tasarlanmadığını belirtiyor. İnsanlar aynı anda birçok şeyi yaptıkları yanılsamasını yaratmaktadırlar. Fakat gerçekte bilişsel bir bakış açısıyla süreç, ardışıklığını kaybetmiyor. Günümüzde, televizyon izlemek eğlenmenin çok yaygın bir yoludur. Kuşkusuz da en ucuz ve kolay yoldan dikkat dağıtma şekillerinden biridir. Rahatladığımızı hissettirir çünkü aslında fiziksel veya mental hiçbir efor sarf etmek zorunda değilizdir, sadece orada oturup televizyonda dönenleri izleriz. Fakat bunun bedeli çok ağır olabilir. Çok fazla televizyon izlemek IQ'nuzu düşüren alışkanlıklardan biri. Televizyon izleme, sadece sizi pasif yapmakla kalmıyor aynı zamanda beyninizi bir şekilde uyuşturuyor. İyi bir uyku uyuyamamak mental işlevselliğimiz gözetmek için sahip olmamız gereken en iyi alışkanlıklardan biri sayılır. İyi bir gece uykusu kendimizi yenilenmiş, enerji dolmuş ve yeni günü karşılayacak güçte hissetmemizi sağlar. Araştırmalar, yeteri kadar uyuyamayan veya iyi uyuyamayan insanların kolayca sıkıldıklarını, daha fazla hata yaptıklarını ve duygusal olarak daha dengesiz olduklarını ortaya koydu. Buna ek olarak iyi uyuyamayanlar kesinlikle daha asabilerdir, yani herhangi bir şey onları çok kolayca sinirlendirebilir ve onlar uzun süreler boyunca sinirli kalabilir. Benzer şekilde bazı araştırmalar iyi bir gece uykusunun daha iyi öğrenmemizi sağladığını ortaya koydular. İyi dinlenmiş olduğumuzda odaklanmamız ve bilgileri aklımızda tutmamız daha kolay. Yüksek miktarlarda şeker de beynin düzgün bir biçimde işlev görmesini engeller. Demansın ortaya çıkış oranının şeker hastası insanlarda daha yüksek olması sadece bir rastlantı değildir. Kaliforniya Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, bir insanın 6 hafta boyunca yüksek miktarlarda şeker tükettiğinde bilgi öğrenme ve ezberleme konusunda zorluk çektiği belirlendi. Dahası, aynı araştırma fazla fruktoz içeren meyvelerin de aynı etkiye neden olabileceğini kanıtladı. Burada yanlış olan şeyin, kendi başına şeker tüketimi olmadığını ifade etmek önemli. Şeker aslında beynimizin temel gıdalarından birisi sayılıyor. Gerçek sorun şekerin aşırı tüketimi. Nörologlar, aynı anda birden çok medya cihazı kullanan kişilerin beyinlerinin bilişsel ve duygusal kontrolünü sağlayan bölgelerinde, merkezi sinir sisteminin başlıca bileşenlerinden biri olan gri-madde yoğunluğunda azalma gözlemlediklerini söylüyor. Multitasking beynin küçülmesine sebep olabildiği gibi IQ'yu da bir hayli olumsuz etkiliyor. Normal kan şekeri seviyesine sahip kişilerde dahi, bu seviyeyi düşürmeye çalışmak, ileriki yaşlarda karşılaşılabilecek hafıza ve bilişsel problemleri önlemek için bir yol olarak görülüyor. Araştırmayı yürüten Matthew Fisher'a göre internet, istediğiniz herhangi bir soruyu yazabileceğiniz, dünyanın bilgi birikiminin parmaklarınızın ucunda olduğu son derece güçlü bir ortam. İnsanlar kendileriyle baş başa kaldıklarında, ne kadar bilgiye sahip olduklarını ve internete ne kadar bağımlı olduklarını gerçekçi olarak görebilirler. Beynin planlama ve kontrol bölgesi olan prefrontal korteksindeki nöronların, fiziksel ve zihinsel aktiviteler esnasında ayrıştığı görülüyor. Bu ayrışma da zihinsel ve fiziksel görevlerin birbirleriyle etkileşerek zihni yorduğunu gösteriyor. (Derlenmiştir.)

'Zekâ ölçüsü' üzerinde alışkanlıkların etkisi

IQ, “ZEKA ÖLÇÜSÜ” DEMEKTİR