Asillerin Asırlık Treni: Doğu Ekspresi
Gardaki yorgun bekleyişler, istasyondaki ayrılıklar, kavuşma noktaları, kondüktörlerin yolculara çağrısı, lokomotiften yükselen duman ve çalan düdük… Tren yolculukları sadece bir seyahat değil aynı zamanda insanın içine doğru bir ilerleyişidir. Nostaljinin en güzel hali olan trenler hep hüzünlü ayrılıkların ve bekleyişlerin noktası olarak bilinse de söz konusu Doğu Ekspresi olunca akla gelen ilk şey ihtişamdır. I. ve II. Dünya Savaşı'nın sembollerinden olan tren, Paris'ten İstanbul'a uzanan yolculuğunda pek çok edebiyatçı, diplomat, asilzade ve casusa konukluk etti.
DOĞU EKSPRESİ'NİN DOĞUŞU VE PERA PALAS
🔸 Seyahat etmek her dönemde olduğu gibi 18. ve 19. yüzyıllarda da insanların vazgeçilmez tercihlerindendi. Günümüz seyahat çeşitliliğine nazaran o dönemde kara ulaşımının yeterince gelişmemesinden kaynaklı olarak demir yolları tercih ediliyordu. Avrupa'da demiryolları denince akla ilk gelen isim ise Wagons-Lits şirketiydi.
🔸 Belçikalı George Nagelmackers tarafından 1872 yılında kurulan şirket, Fransız Demiryolları'na bağlıydı. Firma, ürettiği şık trenlerin yataklı vagonlara sahip olması ve yemek hizmeti vermesiyle ön plana çıkmıştı.