Balkanların unutulmaz kahramanları: Yücelciler

MAKEDONYALI AYDINLAR 🔹 Tarihin tozlu sayfalarına baktığımızda ecdadımızın çok geniş coğrafyalarda yüzyıllar boyu hüküm sürdüğünü söyleyebiliriz. Bu coğrafyalardan biri de Balkan topraklarıdır, burası tam 500 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalmış kadim bir bölgedir. 🔹 Balkan Savaşlarının patlak vermesi, barış içinde yaşayan toplumu adeta felakete sürüklemiş ve bir bilinmezlik içinde kaybolmasına sebebiyet vermiştir. Yüzyıllar boyunca barış ve huzur içinde yaşamlarını idame ettiren insanlar birbirlerine düşman kesilmiştir. Batı'nın Balkanları ayrıştırma politikası ZORLU SÜREÇ 🔹 Balkan Savaşının ağır sonuçlarını yine bu bölgede yaşayan Türkler öder. Senelerce yaşadıkları yurtlarından zorla gönderilmek istenen, dışlanan ve asimilasyon politikalarına maruz bırakılan Türk milleti ne yapacağını bilemez bir vaziyetttedir. Balkan Savaşları ➡ Osmanlı toprağı olan Balkanlarda 8 Ekim 1912 tarihinde büyük bir savaş patlak verir. Osmanlı'ya başkaldıran; Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ ile ağır çatışmalar yaşanır ve büyük kayıplar verilir. ➡ Bu harp 10 Ağustos 1913 tarihinde sona erer. Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı, Avrupa'daki topraklarının çok büyük bir kısmını kaybeder. Batı Trakya, Doğu Trakya, Ege Adaları, Makedonya, Arnavutluk ve Selanik gibi önemli stratejik bölgeler Osmanlıların elinden çıkar. TEŞKİLATIN KURULUŞU 🔹 Gün geçtikçe azınlık statüsüne düşen Türkler, türlü türlü baskı ve saldırılara maruz kalmıştır. Kısacası 1912'den 1940'a kadar olan süreç Balkanlar'da yaşayan Türkler için epey zor geçmiştir. 🔹 Balkan topraklarında yaşadıkları haksızlıklara sessiz kalmak istemeyen Türkler kendi aralarında bir teşkilat kurarlar. Bu teşkilatın kurucusu Şuayb Aziz'dir. Daha sonra bu teşkilata; Ali Abdurrahman, Nazmi Ömer ve Adem Ali gibi önemli isimler de dahil olur. Orta Asya'dan Balkanlar'a uzanan kültürel miras NEDEN 'YÜCELCİLER' TEŞKİLATI 🔹 Balkanlar'da bilhassa Makedonya'da yaşayan Türklerin bir kalkanı haline gelen bu teşkilat, 'Yücelciler' adını taşımaktadır. Bu ismi bizzat topluluğun kurucusu Şuayb Aziz verir. Yıldırım Ağanoğlu ise 'Yücel bir emir kipidir; saygı ve hayranlık duygularını da kapsayan ve yükselmeyi amaç bilen bir aksiyon parolasıdır.Yücel ya da maddi sembolleri olan akrtal, yıldızlar ve hilal Türklerin büyük değer verdikleri özgürlük içinde ahlak, fazilet, iman ve kamil insanlığa doğru yönelişi ifade eder.' şeklinde aktarır. 🔹 Bu tanım minvalinde Yücel Teşkilatı, 1941 yılında Makedonya'da yaşayan ve azınlık durumunda olan Türklerin; dini, iktisadi, siyasi ve sosyal yaşamlarına dokunabilmek ve bir nebzede olsa faydalı olabilmek adına kurulmuş toplumsal bir hareketin sonucudur. TÜRKİYE'YE YÜREKTEN BAĞLILAR 🔹 Diğer bilinen adıyla Yücelciler, aydın kimselerin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir topluluktur. Türkiye'ye ve Türklere yürekten bağlı olan bu teşkilata girerken, 'Türklük, Türkiye Cumhuriyeti menfaatleri için gerekirse kanımın son damlasına kadar çarpışıp canımı vereceğim!' sözleri dökülür gönüllü tüm yüreklerden... 🔹 Altan Deliorman, Yücelciler için; 'Ağır baskıya ve Arnavutlaştırma gayretine karşı Makedonyalı genç münevverler hem tepki olarak hem de savunma gayesi güderek kendi aralarında teşkilatlandılar.' diyecektir. 🔹 Teşkilat ortaya çıktığında çok az kişi tarafından bilinse de ilerleyen süreçte 500 üyeye ulaşır. Fakat faaliyet gösteren yalnızca 50 faal üyesi bulunmaktadır. Balkanlarda İslam nasıl yayıldı? BALKANLARDA TÜRKÇE UNUTTURULAMAZ! 🔹 Teşkilat, Makedonyalı Türkler için büyük kazanımlar sağlar. Bunların başında elbette eğitim gelmektedir. Çünkü eğitimsiz kalan millet, kültür birikimini gelecek nesillere aktaramaz. Böylelikle Makedonya'da, Yücel Teşkilatı tarafından ilk Türk okulu olan 'Tefeyyüz' açılmış olur. 🔹 Bu hareketi, Üsküp Radyosu'nda Türkçe olarak yapılan yayınlar ve Türkçe basım yapan 'Birlik' adlı gazete takip eder. Birlik Gazetesi'nin amblemine çift minareli bir caminin konulması aynı zamanda dini değerlere verilen değeri ve önemi göstermektedir. Bu gazete zamanla geniş bir okur kitlesine ulaşarak Yücelciler'in adının daha çok duyulmasına vesile olmuştur. DAVALARINI DERGİ VE GAZETELERDE DUYURDULAR 🔹 Yücelciler okur-yazar olmanın ötesindedirler, birçoğu aynı zamanda öğretmendir. Çıkardıkları Birlik Gazatesi ile Sesler ve Tomurcuk dergilerinde 'davalarını insanlara en doğru şekilde' duyurmuşlardır. 🔹 Yaşanan bu gelişmeler, Makedonya yönetimini oldukça rahatsız eder. Türkçe yapılan yayınlar, Türklüğe dair kaleme alınan tüm yazılar bir suçmuşcasına gerekçe gösterilerek bunların cezaları istenir. Böylece 1947 yılının Ağustos ayında ilk tutuklanmalar başlar. Türk kültürüyle harmanlanan Balkan edebiyatı İDAMA MAHKUM EDİLDİLER 🔹 Makedonya Halk Devleti'ne karşı halkı organize etmek ve var olan düzene başkaldırmak gibi suçlarla önce 16 masum Türk yargılanır. 🔹 19 Ocak 1948'de ise 16 kişinin duruşması olur fakat yönetimden korkan avutkatlar mahkeme salonuna adımını dahi atamazlar. Canlarını Türklük için feda etmeye hazır olan; Şuayb Aziz İshak, Ali Abdurrahman, Nazmi Ömer Yakup, Adem Ali İdrizova'daki hapishaneden çıkarılarak Suşitsa Köyü'ne götürülürler. Her şeyin aleylerine hazırlanması sonucu idama mahkum edilirler. 🔹 Geriye kalan Yücelciler ise o dönemin idamdan sonraki en ağır cezası olan 20 yıl ile 8 yıl arası değişen tutukluluğa mahkum edilirler. 🔹 Başta Şuayb Aziz ve diğer tüm Yücel Teşkilat üyeleri canlarını, davaları için kefaret olarak sundular. 27 Şubat 1948 tarihinde, teşkilat kurucusunun eşine yazdığı bir mektup ortaya çıkar. 🔹 Bu duygusal anda eşinin neler hissettiği tarif edilemez. Fakat bir Balkan Türkü yazar olan Leyla Şerif Emin şu satırları kaleme alır: Üsküp'te geçen bir film canlandırdım hayalimde.