Batı’nın karanlık sureti
Görkemli şehirleri, tıkanmayan demokrasileri, güllük gülistanlık yaşantıları ile öne çıkar Batı... Sanırsınız ki dünyanın tüm mutluluk rezervleri onların elindedir; oturmuş bir sistemleri, anlayışlı bir yönetimleri vardır. Peki, gerçek nedir? Size Batı'nın köklerinin; barbarlık, vahşet ve hainliğe dayandığını söylesek ne kadar şaşırırsınız?
Yamyamlık, barbarlık ve yüzsüzlük
🔴 I. Dünya Savaşı sonrası galip devletler, yeni bir tarih yazımına yönelerek tarih boyunca yaptıkları vahşet ve barbarlık dolu uygulamaları hafızalardan silme yoluna gittiler. Kökenlerini Antik Yunan'a dayandıran Batı medeniyeti, değişen ve gelişen dünyaya tertemiz bir tarih algısı sunmak istedi. Çünkü 20. yüzyılla beraber bilgi artık rahatça ulaşılabilir hale gelmişti.
↪ Batılıların insanlık dışı tarih sayfalarından olan ve tarihlerinden silmek istedikleri sömürgecilik, maddi çıkar ve kibre dayanır. Bu iki anlayış, Batılıların dünyaya bakışlarını da içinde barındırır. Bu sebeple kendilerinden aşağı gördükleri ve hizmetli olarak kullanmak istedikleri insanları; sırf "siyah" tenli oldukları için köle olarak kullanan Batılılar, yüzyıllar boyunca müstemleke haline getirdikleri topraklarda, yerin altını ve üstünü sömürerek kendi memleketlerini ihya edecek bir maddi çıkar da sağladılar.
Zamanla dünyanın onları bu şekilde tanımaması ve güya demokrasiyi desteklediklerini göstermek için sömürgelerine bağımsızlık dağıttılar. Bu husus "bağımsız" ülkelerdeki akıllı çocukların kendileri için çalışmasını değiştirmedi. John Stuart Mill'in "Despotizm barbarlara yönelik muamelede meşru bir yönetim şeklidir" cümlesi, Batılıların 19. yüzyılda dahi kendinden olmayan toplumlara bakışını göstermesi bakımından epey manidar.