Dünyanın tarihini değiştiren 4 yıllık yıkımın ağır bilançosu
Yıl 1918. Kasımın on biri ve saat on bir, Compiegne ormanı… Ormanda, bir vagonun içinde, Fransa, o zamana kadar emsali görülmemiş en kanlı savaşın galibi olarak Almanya ile mütareke imzaladı. Artık Birinci Dünya Savaşı fiilen bitmişti. Savaştan galip çıkanlar, mağluplar kadar bitkindi. Milliyetçilik ve milli kin doruğundaydı. Zaten bu kanlı savaş da bir milliyetçinin kurşunundan çıkmamış mıydı? Bütün günahların sorumlusu Almanya, Avusturya ve Osmanlı İmparatorluğu olarak görülüyordu.
BARIŞ SADECE BİR SEMBOLDÜ
Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan Paris Barış Konferansı her ne kadar ''Barış'' kavramını içermiş olsa da, aslında böyle olmadığı antlaşmanın ağır maddelerinden de belli oluyordu.
Ünlü diplomat Harold Nicolson'un Paris Barış Konferansını özetleyen şu sözleri manidardır: ''Biz Paris'e, yeni düzenin kurulacağı inancıyla geldik; ayrılırken gördük ki, yeni düzen eski düzeni kirletmekten başka bir şey yapmamıştır.''
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NIN SON DAKİKASINI TEKRAR YAŞATAN SES KAYDI...