Osmanlı'da denizcilere verilen unvanlar
Osmanlı'nın bir kara devleti mahiyetinde görülmesi, donanması ile stratejik faaliyetlere girmediği anlamına gelmez. Nitekim Osmanlı, başarıdan başarıya koştuğu dönemlerde çok güçlü bir deniz gücüne sahip olmuştur. Peki, Osmanlı'da donanmanın sefere çıkmasıyla kalyoncuların görevlendirildiğini biliyor muydunuz? Ya da tümgenerale denk olan rütbenin Riyâle-i Hümâyun olduğunu? Sizler için, Osmanlı'da denizcilere verilen unvanları derledik.
Kaptan-ı derya
Kaptan-ı derya, Osmanlı İmparatorluğu'nda donanma komutanlarına verilen addır.
Divan-ı Hümayun'a üye olarak katılır, Osmanlı İmparatorluğu'nun "deniz eyaletleri" diye adlandırılan eyaletlerini (Cezayir, Tunus, Trablusgarp, Akdeniz adaları) doğrudan ya da denizci paşalar aracılığıyla denetimleri altında tutarlardı. Başlangıçta Gelibolu'da daha sonraları İstanbul'da Kasımpaşa'da oturan ve semt ile tersanenin güvenliğinden sorumlu olan kaptanıderyaların unvanı Tanzimat döneminde kaldırıldı.
Nasıl giyinirlerdi?
Osmanlı Bahriyesi'nin en büyük amiri ve donanmanın başkumandanı olan Kaptan Paşalar, devlet protokolüne göre resmi günlerde ve törenlerde başlarına yalnız sağ tarafı sırma şerit ile süslü "Kallavi" giymişlerdir. Üzerlerine yeşil atlas üzerine samur kaplı dört parça kürklü kaftan, bunun altına krem renkli çubuklu ipek kumaştan entari, entarinin altına da koyu fes rengi bir şalvar giymişlerdir. Ayaklarında ise sarı deriden ucu kalkık "Yemeni" adı verilen ayakkabı bulunurdu. Kaptan Paşanın kaftan içindeki kuşağından dışarıya doğru değerli mücevheratla süslü bir hançer çıkardı.