Tesadüf eseri bulunan 10 keşif

Sir Alexander Fleming, bakteri ürettiği bir kapta ortaya çıkan bir küfün etrafındaki tüm bakterileri öldürdüğünü fark etti. Küf üzerinde çalışmalarını devam ettiren Fleming, buradan hastalıkları büyük ölçüde yok eden bir antibiyotik olan 'Penisilin' iğnesini keşfetti. Raytheon Corporation adlı savunma ürünleri üreten şirkette çalışan Percy Spencer, elektriği bir arada toplayan yeni bir sistem üzerine çalışıyordu. Bu sırada cebindeki çikolatanın ısıdan hemen eridiğini gördü. Spencer bu buluşunu mikrodalga fırına çevirdi. Bir lokantada çalışan George Crum, 1853 yılında müşterilerine patates kızartmasını sunmaya hazırlanıyordu. Müşterilerinden biri gelen patatesleri kalın buldu ve 'daha ince daha kızarmış' olarak istediğini belirtti. Crum bunun üzerine sinirlenip, patatesleri inanılmaz derecede ince kesip, kupkuru olana dek kızarttı. Şefi şaşırtan bir şekilde müşteri bu halini çok beğendi ve patates cipsi bu şekilde ortaya çıktı. General Electric'te mühendis olarak çalışan James Wright, İkinci Dünya Savaşı'nda uçak lastikleri, asker botları ve başka şeyler için plastiğe ihtiyaç duyan ülkesi için silikon yerine plastik kullanmak istedi. 1943 yılında silikon yağının içine borik asit kattı ve şekil alabilen yumuşak hamur 'oyun hamuru' olarak adlandırıldı. Post-It olarak bilinen, ders çalışma ve ofis ortamlarının vazgeçilmez unsuru not kâğıtları, bir şirketin araştırmacıları Spencer Silver ve Art Fry tarafından keşfedildi. Bu keşif, araştırmacıların kalıcılığı uzun olmasına rağmen maddeleri kesin olarak yapıştırmayan ve bir süre tutunmalarını sağlayan bir yapıştırıcı çalışmaları sırasında ortaya çıktı. 1930'lu yıllarda bir fırında çalışan Ruth Wakefield, bir gün fırında çikolatanın kalmadığını fark etti. Aslında çikolatalı kurabiye yapmak isterken, elindeki tatlandırılmış çikolataları kurabiye hamurunun içine attı. Sonuç olarak çikolatalı değil çikolata parçacıklı kurabiyeler ortaya çıktı. John ve Will Kellogg kardeşler 1898 yılında mısırdan granola yayı üretmeye çalışırken, tesadüf eseri mısır patlakları elde etti. John Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacı Constantine Fahlberg, 1879 yılında kömür katranı üzerine çalışıyordu. Laboratuvardan eve dönerken, karısının kendisine verdiği bisküvilerin normalden daha tatlı olduğunu fark etti. Bu tatlılığın sırrı, çalışmaları sırasında eline bulaşan kimyasal maddelerdi. Sonrasında da sakarini üretti. Mühendis Wilson Greatbatch, 1958 yılında Cornell Üniversitesi'nde kalp seslerini kaydeden bir cihaz üzerinde çalışıyordu. Yaptığı cihazdan yanlış parçayı çıkaran Wilson gerekli enerjiyi cihaza verdiğinde, icadı normal bir kalp gibi çalışmaya başlamıştı. Yeni cihazını 1960 yılında bir insanın kalbine yerleştirmeden önce hayvanlar üzerinde denedi ve ince ayarlarını yaptı. 1903 yılında Fransız kimyager Edouard Benedictus, çalışmalarını yürüttüğü deney tüpünü kazara laboratuvarının zeminine düşürdü. Tüp kırıldı ancak dağılmadan tek parça halinde kaldı. Benedictus, kolodyum ihtiva eden sıvının buharlaşmasından sonra tüpte kalan ince plastik tabakanın parçalanmayı engellediğini anladı ancak üzerinde fazla durmadı. Kaza yapan bir aracın içindeki kızın kırılan camlardan çok feci şekilde yaralanması, bu konuyu tekrar gündeme getirmesine neden oldu. Daha önceki deneyiminden esinlenerek iki cam tabakasının arasına selüloz nitrat yerleştiren Benedictus üç katlı camı oluşturdu. Buluşu 1920'lerde arabaların ön camlarında kullanılmaya başlandı.